Bakan Şimşek, Türkiye'nin büyüme modeli üzerine yaptığı değerlendirmede, "Ülkemiz dış talebe fazla bağımlı değil. İhracatın milli gelirdeki payı yaklaşık yüzde 20 seviyesinde. Hizmet sektörü de dahil edildiğinde bu oran yüzde 30’un altında kalıyor. Türkiye ekonomisinin lokomotifi iç tüketim ve yatırımdır. Bu da ülkemizi küresel belirsizlikler karşısında görece daha dirençli hale getiriyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ihracat yapısına da değinen Şimşek, "İhracatımızın yaklaşık yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmaları olan ülkelere yönelmiş durumda. Bu oldukça kritik bir avantaj. Türkiye'nin ihracatı ağırlıklı olarak ya bu tür anlaşmaların geçerli olduğu ülkelere ya da çevre coğrafyalardaki komşularına yapılıyor. Bu da tedarik açısından önemli bir konum sağlıyor" dedi.

"Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'yi olumlu etkiliyor"

Küresel piyasalardaki belirsizliklerin Türkiye’ye de yansıdığını dile getiren Bakan Şimşek, ancak bu durumun geçici olduğunu ifade etti. "Küresel koşullar normale döndüğünde yatırımcılar hangi ülkelerin daha avantajlı olduğuna bakacak. Türkiye, burada öne çıkacak ülkelerden biri. Özellikle emtia fiyatlarındaki düşüş – ki petrol fiyatları 60-70 dolar seviyelerine geriledi – ülkemiz açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Bu gelişme hem enflasyonun hem de cari açığın azalmasına katkı sunuyor" diye konuştu.

"Programda değişiklik gerekmiyor"

Enflasyon tahminlerine ilişkin de bilgi veren Şimşek, mevcut ekonomik programda herhangi bir revizyona ihtiyaç duyulmadığını belirtti. "Yıl sonunda enflasyonun yüzde 19 ila 24 aralığında gerçekleşmesini yüzde 70 olasılıkla bekliyoruz. Merkez Bankası da şu anda bu hedefe ulaşılabileceğini öngörüyor. Enflasyonla ilgili net bir duruşumuz var. Ancak büyüme tarafında bir yavaşlama ihtimali var. İçerde sıkılaşan finansal koşullar ve dışarda düşük seyreden küresel büyüme nedeniyle Türkiye de bu gelişmelerden etkileniyor" açıklamasında bulundu.

Kaynak: haber merkezi