Henüz 27 yaşındayken, ülkenin ilk ve tek Kralı İdris'i kansız bir darbe ile devirdi. Gösterişli giysilere düşkünlüğü ve çevresinden silahlı kadın korumaları eksik etmeme alışkanlığı bir yana, Libya lideri ülkesini diplomatik tecritten çıkarmak için hızla hareket etmeyi başaran becerikli bir siyasetçiydi.

Libya uzmanı Saad Cabbar, Kaddafi'yi "söyleminde, davranışlarında, uygulamalarında ve stratejilerinde kesinlikle eşi benzeri olmayan bir lider" diye anlatıyor.

"Ancak uyanık bir siyaset adamı, ona hiç şüphe yok. Her devirde hüküm nasıl sürdürülür, en güzel örnek."

CEMAL ABDÜL NASIR HAYRANI
Muammer Kaddafi, 1942'de Sirte yakınlarında bir çölde doğdu. Gençliğinde Mısır lideri ve Arap milliyetçisi Cemal Abdül Nasır'a hayranlık besliyordu. 1956'da Süveyş Krizi sırasında İsrail aleyhtarı gösterilerde o da sokaklardaki eylemciler arasındaydı.

Kraliyeti devirme planları yapmaya askeri lisedeyken başladı. İngiltere'de askeri eğitimini geliştirdikten sonra Bingazi'ye döndü ve 1 Eylül 1969'da darbeyi burada başlattı.

Siyasi felsefesini 1970'li yıllarda yazdığı 'Yeşil Kitap' ile ortaya koydu. Burada İslam'ın bazı ilkelerini de barındıracak şekilde hem komünizm hem de kapitalizme alternatif sunmaya çalışan, ülkenin gerçeklerinden yola çıkan bir bir siyasi rota çizilmesinden söz ediliyor.

1977 yılında devlet için 'cemahiriye' yani kitlelerin devleti adını verdiği bir yapı oluşturdu. İktidar bu sisteme göre binlerce halk komitesi elinde olsa da uygulamada Kaddafi rakipsiz bir şekilde ülkeyi yönetiyor.

Libya liderinin kendine has uygulamaları siyasetle sınırlı değil. Dış gezilerde kendisine lüks bir bedevi çadırı kurduruyor. Beraberindeki silahlı kadın korumaların dikkatlerinin dağıtılmasının erkeklere göre daha zor olduğu savunuluyor.

Yabancı devlet adamlarının Libya'ya ziyaretlerinde de yine bir çadır kuruluyor.

Görüşmeler ya da toplantılar sırasında Albay Kaddafi sürekli elindeki at kılı ya da palmiye lifinden yapılma sinekkovucuları sallayarak oturuyor.

'ŞAŞIRTICI BİR BİÇİMDE FELSEFEYE DÜŞKÜNDÜ'
Amerikalı siyasi yorumcu Benjamin Barber, yakın zamanda pek çok kez Kaddafi ile ülkenin geleceğini konu alan görüşmeler yapmış; Libya liderinin "kendisini her şeyin başında bir entellektüel" olarak gördüğünü anlatıyor.

"İnsan olarak bir otokrat için şaşırtıcı düzeyde felsefeye düşkün ve her şeyi ince ince düşünmeyi seven bir tabiatı var" diyor. Barber, BBC'ye "Onu büyük oranda Berberi bir aşiret mensubu olarak görüyorum. Çölün, kumun yoğurduğu bir küItürden gelen biri olarak bazı açılardan modern yönetimden anlaşılan kalıpların çok dışında. Bu da ona mukavemet ve metanet sağlıyor." diyor.

Muammer Kaddafi yıllar yılı etkisini bölge ve ötesine yaymaya çalıştı. Kariyerinin başlarında ordusunu Çad'a gönderdi ve ülkenin kuzeyinde Aozu Şeridi'ni 1973'te işgal etti. 1980'lerde ülke Batı Afrikalı isyancı gruplara topraklarını açtı, bunlar arasında Berberi Tuaregler de vardı.

Yakın zamanda ise, Kaddafi Nijer ve Mali'deki Tuareg isyancılarla müzakere çabalarında rol aldı. Batılı ülkelerin Libya'yı dışlamalarının temelinde Kaddafi'nin aralarında İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA ve Filistin Kurtuluş Örgütü FKÖ'nün de olduğu bir dizi militan gruba verdiği destek yatıyordu.

ABD Başkanı Ronald Reagan bir keresinde, Libya liderini "çılgın köpek" diye niteledi. ABD ayrıca Libya'nın Avrupa'da düzenlenen bazı saldırılarda parmağı olduğu suçlamasıyla 1986 yılında Trablus ve Bingazi'ye hava saldırıları düzenledi.

AFRİKA BİRLİĞİ'NİN ZEMİNİNİ OLUŞTURDU
Evlat edindiği kızının da aralarında olduğu çok sayıda kişinin ölümüne yol açan bu bombardımanların Kaddafi'yi çok sarstığı söylenir. 1970'lerde Arap ülkeleri ile birlik kurulması için yaptığı girişimler sonuç getirmeyince 1990'larda bu kez yüzünü Afrika'ya çevirdi ve Afrika Birleşik Devletleri kurulmasını önerdi.

Bu model daha sonra Afrika Birliği'nin zeminini oluşturdu. Kaddafi'nin giyim tarzını değiştirmesi de bu döneme rastlar. Giderek geleneksel Afrika giysilerinin çizgisine yönelen Kaddafi'nin giysilerinde Afrika kıtası ve Afrikalı liderlerin portreleri sıkça desen olarak kullanılır oldu.

2000'li yıllara girilirken, Kaddafi yaptırımlar nedeniyle sıkıntı yaşayan ülkenin yönünü yeniden dünya sahnesine doğru çevirmeye başladı. “

BATI'YA DÖNÜŞ
Yaklaşık 20 yıl dünyaya kapılarını büyük oranda kapalı tuttuktan sonra 2003 yılında Trablus yönetimi bir Pan Am yolcu uçağının İskoçya'nın Lockerbie kasabası üzerinde düşürülmesinde sorumluluğu olduğunu kabul etti.

Daha sonra Albay Kaddafi'nin rejimi kitle imha silahları geliştirme girişimlerinden de vazgeçeceğini duyurunca, Batı ile yakınlaşmanın hızlanmasını sağladı. Beş yıl sonra Libya, Lockerbie ve diğer saldırılar için tazminat ödemeyi kabul etti; sonuç olarak Washington yönetimi ile ilişkiler yeniden tesis edildi.

Böylece önceden kestirilemeyen tepkilerinden bir şey kaybetmeksizin, dışlanmış Albay bir anda kabul gören bir lider haline geldi. İktidardaki 39. yıl kutlamaları sırasında Kaddafi "Bundan böyle savaş olmayacak, baskın, terör eylemi olmayacak" diye konuşmuştu.

Libya lideri içeride kendisini halkın ruhani kılavuzu olarak ifade ediyor; doğrudan demokrasi uygulamasına sadece nezaret ettiğini söylüyordu.

Muhalifler ise Kaddafi'nin yönetim üzerinde mutlak ve sıkı bir denetimi olduğunu karşıt görüşleri dile getirenlerin susturulduğunu medya üzerinde katı bir devlet denetimi olmasından yakınıyorlardı.

Kaddafi'nin rejimi ciddi insan hakları ihlalleriyle de suçlanıyordu. Ülkede devrim ideolojisine zarar verebilecek türden toplu faaliyetlere girişilmesini yasaklayan bir yasanın bulunması uluslararası kamuoyunun tepkisini çekiyordu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, rejim bu yasayı ihlal ettikleri gerekçesiyle yüzlerce kişiyi hapse attı, bazılarını ise idam cezasına çarptırdı. Gözaltında işkence ve kayıplar olduğu yolunda da haberler medyaya uzun süre yansıdı.

EN KANLI SÜREÇ LİBYA'DA YAŞANDI
Arap dünyasındaki değişim rüzgarında Tunus ve Mısır'ın ardından, Libya'ya geleceği konuşuluyordu. Ancak Libya'da Şubat ayında başlayan ayaklanma kendisinden öncekiler gibi kansız ve çatışmasız olmadı.

Özellikle ülkenin doğusundaki Bingazi'de patlayan isyan hareketini bastırmak için ağır silahlardan yararlanan Kaddafi'ye karşı 'sivilleri korumak üzere' NATO güçleri devreye girdi.

Kara harekatının hiçbir şekilde sözkonusu olmadığını vurgulayan NATO, isyancı güçlere hava desteği sağladı. Bu destekle, çatışmalarda denge isyancıların lehine gelişti ve Kaddafi Ağustos ayında firara zorlandı.

TUTUKLAMA EMRİ
Mayıs 2011'de Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Luis Moreno-Ocampo, Libya Muammer Kaddafi, oğlu Seyfülislam ve istihbarat başkanı Abdullah El Sunnusi hakkında tutuklama emri çıkardı. Savcı, Kaddafi'nin sivillere karşı 'yaygın ve sistematik saldırıdan' sorumlu olduğunu söyledi.

Libya'da muhaliflerin başlattığı isyandan önce Kaddafi'nin iktidarı devretmek için hazırlık yaptığı söyleniyordu. Olası halefi belli değildi, ancak en çok şans verilen isim oğlu Seyfülislamdı. NTV

Editör: Haber Merkezi