Sosyal medyada 'hicret' duyguları

İSMAİL YILDIZ: Mübarek olsun yılbaşımız...

 
BİR umuttur yeni yıl, bir yalvarıştır yaratan Rabbimize, yarınlarımıza, hep daha iyisi olsun diye. Savaşların olmadığı, anaların ağlamadığı, çocukların yetim kalmadığı bir hayat diliyorum bu hicrî yılda.. Yeni hicrî yılımız vatanımıza, milletimize ve bütün İslâm âlemine hayırlar getirsin inşaallah. Hicrî yılbaşımız mübarek olsun...
 
 
GÜL KARAKURT: Benliğimize yerleştirmemiz gereken...
 
EFENDİMİZİN (asm) ve ashabının hicreti keyfî birşey değil, aksine zorunluluktu. Çünkü öyle bir zamandaydılar ki, onlar bir çok eziyete maruz bırakılmışlardı inançları uğruna ve rahatça dinlerini yaşayamıyorlardı. Bu yüzdendir ki “Herşeyde bir hayır vardır” diyerek canlarını, mallarını feda edip nefsî arzularından arınarak o mübarek yolu katetmeye koyuldular. Allah onlardan razı olsun ki, o asırdan bu asra kadar bize İslâmın ulaşmasında önderlik ve öncülük etmişlerdir. Hicret demek nefsi terbiye etmek demektir. Eğer hayatımızın anlam kazanmasını istiyorsak, hicreti benliğimize yerleştirmeliyiz. Gelin nefsimizi terbiye edelim. Nefsimize uymayıp, şeytana kanmayıp Rabbimize yönelelim. “Allah'a daha nasıl hayırlı bir kul olabilirim?” diye düşünelim. Vakit kaybetmeden 'inancımız uğruna hicret' edelim. Üstadın “Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil” sözünü aklımızdan çıkarmayalım...
Hicrî yılbaşınız mübarek olsun....
 
 
MERVE COŞKUN: Hicret vefa, feda ve kurbandır..
 
ALLAH'IN lütfettiği zamana kavuşmak, o zamanı istifade ederek geçirebilmek Allah'ın bize nimeti ve hediyesidir.....
Allah sürekli insana nimetiyle muâmele eder... Bakara Sûresi'nin 3. âyet-i kerimesinde der ki: “Onlar gayba iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” Bu âyette geçen rızık, sadece para, mal, mülk anlamında değildir. Allah'ın rahmeti o kadar geniştir ki, bize bir çok rızıkta bulunmuştur... Hicrî yılbaşına kavuşmak da Allah'ın bize verdiği bir rızıktır. Bu zamanı onun yolunda infak ederek kurban edersek, zaman o zaman bizim olur. Bize bayram olur... Hicret etmek beyinde düşünce hâline gelip gönlümüzde filizlenirken o an âb-ı hayatı yudumlamaya başlıyoruz ve kalbimizde öyle bir lezzete varıyoruz ki Allah şöyle diyor: “Ben kulumun kalbine öyle bir iman tadı salarım ki, o tadı başka hiçbir yerde bulamaz...” İşte insan o tadı başka hiçbir yerde bulamadığı için hicret bir hayat şekli haline geliyor... Hicret vefadır, fedadır, kurbandır... Hicret bir çok şeyin cevabını bulmaktır içinde... Hicret hayatımızdaki herşeyi ait olduğu yere koymaktır, ait olduğu değeri vermektir. Hicret Allah için terk etmekse, kalbimizde sadece O'nun aşkıyla yaşamaya götürür. Kalbimizdeki herşeyi terk edip O'nun aşk-ı diyarına hicret etmek duâsıyla.....
 
 
GÜLSÜM YILDIZDAĞ:
BİZ Müslümanlar için Hicrî yılbaşı önemlidir. O gün, çocuklarımıza İslâm dinini anlatmak için ayrı bir fırsattır. Hayat, diğer kutlanılan yılbaşında çirkinleşiyor maalesef. “Dinim İslâm” diyen bazı kişiler, ne yazık ki, eğlence adı altında bir tür kişiliksizlik sergiliyorlar. Yüce Allah bu dinin, İslâm dininin son din olduğunu âyetleriyle açıklamışken diğer dinlerin hükümleri kaldırılmışken nasıl olur da 'onların kutladığı tarzda' bir yılbaşı kutlar bazıları? Bunu sorgulayarak ve bu bilinçle yaşamayı diler, hicrî yılbaşımızı kutlarım.....
 
 
 
ELENSAR SALİHA OYİT: Atomlar, insanlar, sistemler hicret halinde.
 
DÜNYANIN çeşitli heveslerine takılıp gidiyoruz. Bugün kime sorsak hicrî yılbaşını, bilmez neredeyse. Ama 'yılbaşı' dendiğinde herkes bir telâş içerisinde, nereye gitsem, ne yapsam, ne alsam derdine düşer aylar öncesinden. Bilmezler ki hep hicret halindedir gezegenler, sistemler, atomlar ve insanoğlu... Hicrî yılbaşımızı tebrik ederim.....
 
 
RIDVAN YILDIRIM: Gelecek bütün zamanları etkisi altına alır
HİCRî yılbaşı, çağımız Müslümanlarına bir çok gönderme yapar. Sadece o zamanda yaşanıp bitmiş bir zamanı kapsamaz, gelecek bütün zamanları etkisi altına alır. Hicretin gerçekleşmesinin sebebi Resûlullah'ın (asm) o anki baskıdan kurtulup imanî tebliğe hız verebilmekti. Hicret; bir yerden sürekli ayrılmak, kaçmak değil, ayrıldığı yere, emellerini gerçekleştirmek, amellerine zaman hazırlamak için biraz mesafe koyarak ve herşeyi tamamladıktan sonra tekrar geri dönmektir. Ve bu hicret fiilinin gerçekleştiği tarih, Müslümanlar için bir milâd niteliği taşımaktadır. Burada anlatılmak istenen şey ise; önce kalbinizde şirkten, zorbalıktan tevhide bir hicret gerçekleştirin, yetersiz gelirse bulunduğunuz ortamda bir hicret yapın. Peygamberimiz (asm) dönemindeki hiçbir olay o anla sınırlı değildir. Bugünün farkına varabilmemiz ve bugünü hakkıyla ifâ edebilmemiz duâlarımla hicrî yılbaşımız mübarek olsun....
 
 
ARZU KONAN-Yeni Asya
Editör: Haber Merkezi