Bugün gazetesi yazarı Doğu Ergil, cep telefonlarının nasıl dinlendiğini köşesinde yazdı. Dinlemede kullanılan en sık yöntemleri de deşifre etti.
İşte Doğu Ergil'in 'Teknolojinin müstehcenliği' başlıklı yazısı...
İnsanın en büyük korkularından biri kendisini zayıf veya savunmasız duruma düşürecek sırlarının açığa çıkmasıdır.
Artık her bakımdan "görünür olma" noktasındayız. İlerleyen teknoloji sadece yaptıklarımızı değil, yapacaklarımızı da izleyip teşhir etmeye uygun. Yeter ki izlemeye ve bize ait olan bilgilerin kötü amaçla kullanılmasına karar verilsin. Kötü amaçtan murat ya bizi kullanmak, bilgi sağlamak ya da bize ait olanları bize karşı kullanmaya kalkmak.
Son zamanlarda Genelkurmay Başkanı'ndan Başbakan'a kadar herkes telefonlarının dinlendiğini söyledi. Bu makamlar başkalarını dinlemek gücündeler ama onları da dinleyen bir üst irade varsa bir hukuk devletinden bahsetmek imkânsız, artık mümkün değil. İşin tuhaf yanı bu iradenin artık resmi değil gayriresmi olması olasılığı. Bunu da yüksek teknoloji sağlıyor. Aşağıdaki açıklamaları okuyunca bu durumdan nasıl korunacağımız konusundaki çaresizliğimizi anlayacaksınız.
KİMLE GÖRÜŞTÜNÜZ BİLİNİYOR
Kaynak, Bilgisayar Mühendisleri Derneği Başkanı Yılmaz Sönmez anlatıyor:
"Dinleniyoruz. Herkes dinleniyor. Cep telefonuyla sadece dinlenmiyoruz izleniyoruz da. Cep telefonu sürekli sinyal verdiği için sahibi 24 saat izleniyor. Bu dinleme hukuk tanımaz kişilerce yapılıyorsa, mesela 10 yıl boyunca nokta nokta nereye gittiğiniz ve kimlerle görüştüğünüz biliniyor.
Cep telefonunun sinyal kayıtları operatör tarafından 'server'lere kaydediliyor. Konuşmalar depolanıyor. Aslında operatör şirketinin onları hemen silmesi lazım. Ama saklayıp, depoluyorlar. Oysa o konuşmalar bizim özel hayatımız... Ama sorun sadece bu kadar değil. Artık herkes herkesi dinleyebiliyor.
Yaygın dört yöntem var:
1- Program yükleme,
2- Havadan frekans yakalama,
3- Uydudan,
4- Operatör yani santral bazında dinleme.
Program yükleme yoluyla dinleme en yaygını. Cep telefonunuza mesajla bir yazılım atıyorlar. Bu dinlemeyi yapabilmeleri için cep telefonun IP numarasını bilmeleri lazım. Telefonda bu numaraya IMEI deniyor. Bu numarayı yazılımın üzerine yazarak cep telefonunuza SMS olarak gönderiyorlar. Bu SMS örneğin'Sevgililer Gününüz kutlu olsun' veya müzik parçası seklinde olabiliyor.
Gelen yazılım kendi kendini kurar... Çip içine yerleşir... O andan itibaren yaptığınız her işlemi, yazılımın içine yerleştirilen telefon numarasına yönlendirir... Karşı taraf kaydeder.
ARTIK CEP TELEFONU TAŞIMAYANLAR VAR
Cep telefonu artık bir nevi cebinizde taşıdığınız dinleme cihazı olur. Pili takılı olduğu süre kaydeder. Ekranda herhangi bir işaret vermez. Kapalıysa da dinlenir... Sadece konuşmaları değil gelen ve giden SMS'lerin birer kopyasını da dinleyen kişinin cep telefonuna veya elektronik postasına gönderir.
Bu yöntemle binlerce, hatta milyonlarca kişi dinlenebilir ve izlenebilir. Bu yazılımın maliyeti 600-2.000 TL arasındadır. Bilgisayar mühendislerine daha özel programlar da yaptırıyorlar... Bugün 600 TL'si olan 17-18 yaşındaki gençler kız arkadaşlarını bu yöntemle dinliyor.
Bu yöntemle cep telefonları dünyanın herhangi bir yerinde dinlenebiliyor. Başka bir dinleme/izleme yöntemi de anten kurarak havadaki cep frekansını indirmedir... Frekansı yakalayınca, konuşmalar dinlenebiliyor. Bu cihazın fiyatı 40-60 bin dolar arasında değişiyor.
100 kilometre çevredeki bütün cep telefonu konuşmalarını indirebiliyor bilgisayara. Orada IMEI yani kimlik numarasını bulma derdin de yok.
Doğrudan numarayı görüyor. Bu nedenle artık cep telefonu taşımayanlar var. Önemli biriyle görüşecekse evde bırakıyor. Başka ülkelerin operatörlerinden SIM kart alıyorlar. Türkiye'de bugün yurtdışından hat almış 20 bin civarında kişi var.
Bu bilgilere ek olarak söyleyeyim, sesinizi bir kere kaydettiler mi dijital ortamda o ses ayarlanıyor, başkası konuşuyor sizin sesinizmiş haline getiriliyor. Yani sahtekârlığın bini bir paraya düşmüş durumda."
Bu medeniyetin "tek dişi" değil çok dişi var! Eskiden derin veya görünen devletten korkardık şimdi herkesten!..
