Yahşi’ye göre, bazı çocuklar yeni ortamlara girmekte ya da yabancılarla iletişim kurmakta ciddi zorluklar yaşayabiliyor. Psikolojide bu durum “sosyal kaygı” olarak adlandırılıyor.

Sosyal Kaygı, Basit Utangaçlıktan Farklıdır
Yahşi, sosyal kaygının sıradan utangaçlığın ötesine geçen, yoğun bir endişe hali olduğunu vurgulayarak, bu çocukların özellikle başkalarının önünde hata yapmaktan ya da yargılanmaktan büyük korku duyduklarını ifade etti.

Sosyal kaygı yaşayan çocukların zihninde sıkça şu tür düşünceler dolaşıyor:

  • “Ya benimle alay ederlerse?”

  • “Ya beni oyunlarına almazlarsa?”

  • “Ya beni dışlarlarsa?”

Bu tarz düşünceler, çocukta değersizlik hissi oluşturuyor ve kaygıyı daha da tetikleyerek, çocuğun sosyal ortamlardan uzak durmasına neden olabiliyor.

Sosyal Kaygının Belirtileri Neler Olabilir?
Yahşi’ye göre, aşağıdaki davranışlar çocuklarda sosyal kaygı bozukluğunun işareti olabilir:

  • Online derslerde kamera açmayı reddetme

  • Yanlış ürün aldığında markette düzeltmekte zorlanma

  • Kalabalık önünde konuşurken aşırı terleme veya heyecanlanma

Ailelere Öneriler: Korkularla Kademeli Yüzleşme Şart
Bu durumu yaşayan çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini anlatan Yahşi, en etkili yöntemin çocuğun kaygı duyduğu sosyal durumlarla yavaş yavaş ve güvenli şekilde yüzleştirilmesi olduğunu belirtti.

İşte Yahşi’nin ailelere sunduğu bazı öneriler:

  • Çocuğunuza küçük sosyal görevler verin (örneğin, bakkaldan ekmek almak)

  • Onu düzenli olarak parka veya sosyal alanlara götürün

  • Garsona sipariş vermesini ya da kısa sohbetlere katılmasını teşvik edin

  • Kademeli olarak sosyalleşmesini sağlayacak fırsatlar yaratın

Son olarak Yahşi, ailelere şu önemli uyarıda bulundu:
“Çocuğunuzun özgüvenini artırmak istiyorsanız, önce kendi kaygılarınızı ona yansıtmamaya dikkat edin. Ebeveynin endişesi, çocuğa doğrudan geçebilir.”

Bu yaklaşım, çocuğun hem kendine güvenini geliştirmesine hem de sosyal becerilerini güçlendirmesine katkı sağlayabilir.

Kaynak: İLKHA