Özgür Ayaydın- Ümit Özdal - 12 Eylül darbesinin sembol yerlerinden biri olan Diyarbakır E Tipi Cezaevi, yapımına başlanan Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'nün tamamlanmasının ardından yıkılacak. Kampüsün 2 yıl içinde tamamlanması bekleniyor. 
     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl Diyarbakır ziyaretinde 12 Eylül darbesi sonrasında insanlık dışı uygulamaların yaşandığı Diyarbakır Cezaevi'nin kapatılacağı açıklamasının ardından başlatılan çalışmaların sonucunda, Diyarbakır'da yeni bir cezaevinin yapımına başlandı. 
     Diyarbakır Ceza ve İnfaz Kurumu Kampüsü, kent merkezine 17 kilometre uzaklıktaki çevre yolu üzerinde yaptırılıyor. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından yaklaşık 100 milyon liraya ihale edilen ve içerisinde yetişkin, kadın ve çocuklar için ayrı cezaevleri ile idare binası, hastane ve duruşma salonu da bulunan Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü 2 yıl sonra tamamlanacak. 
     Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'nün tamamlanmasının ardından Bağlar İlçe merkezindeki 50 dönümlük alanda kurulu Diyarbakır Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlüler buraya nakledilecek. Bu sayede boşalacak 12 Eylül darbesinin sembol yerlerinden olan Diyarbakır Cezaevi yıkılacak. Daha sonra bu cezaevinin yerine Bağlar ilçe merkezinin ihtiyacı olan okulların yapılması planlanıyor. 
     
     -Müze olması isteniyor 
     
     12 Eylül darbesi sonrasında yaklaşık 4 yıl tutuklu kaldığı Diyarbakır Cezaevi'nde çeşitli işkencelere maruz kalan Haluk Yıldızhan, AA muhabirine, askeri darbenin ardından 1982-1986 yılları arasında cezaevinde tutuklu kaldığını söyledi. 
     Askeri darbenin ardından bu cezaevinde yaşanan işkencelerin Diyarbakır'ın yanı sıra tüm Türkiye'nin öğrendiğini belirterek, bu nedenle Diyarbakır Cezaevi'nin boşaltılmasının ardından müze yapılmasını istediklerini kaydetti. Bunun için daha önce sembolik olarak topladıkları bin imzayı Adalet Bakanlığı'na gönderdiklerini anlatan Yıldızhan, şöyle konuştu: 
     ''Diyarbakır Cezaevi'nde 24 saatin her dakikası her saniyesi oturma, kalkma, yemek yeme dahil her şeyin işkence olduğu bir yerdi. Tabi bu esnada kaba dayak ve fiziki işkenceler de yapılıyordu. Yapılan fiziki işkenceler basit olarak anlatılacak tarzda işkenceler değildi. Her türlü fiziki işkence yapıldı. 
     Gelişmiş toplumlarda bu tür mekanlar müze haline dönüştürülüyor. Buranın bir insan hakları, bir demokrasi müzesine dönüştürme gibi bir çabanın olmasını istiyoruz. Burada önemli bir tarih yatıyor. Onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi sakat kaldı, binlerce kişi işkence gördü. Onların anıları var. Bu anılara saygı açısından, bu ülkede cuntacıların, darbecilerin yaptıklarının bilinebilmesi açısından buranın bir tarihi müze olarak, demokrasi ve insan hakları müzesi olarak kalmasını istiyoruz.'' 

Editör: Haber Merkezi