Fed’in faiz oranlarını beklentilere paralel şekilde yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutmasının ardından düzenlediği basın toplantısında konuşan Powell, artan belirsizliklere rağmen ABD ekonomisinin dayanıklı seyrini sürdürdüğünü söyledi. İş gücü piyasasının güçlü kaldığını, işsizlik oranının ise düşük seviyelerde devam ettiğini vurguladı.

Powell, enflasyonun düşüş trendinde olduğunu ancak hala Fed’in uzun vadeli yüzde 2 hedefinin üzerinde seyrettiğini dile getirdi. Para politikasının mevcut duruşunun, olası ekonomik gelişmelere zamanında ve etkili biçimde yanıt vermek için uygun bir noktada olduğunu belirtti.

Geçtiğimiz yıl yüzde 2,5 oranında büyüyen ABD ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde bir miktar gerilediğini kaydeden Powell, bu durumun büyük ölçüde tarifeler öncesinde yapılan ithalatların net ihracattaki dalgalanmalara yol açmasından kaynaklandığını ifade etti. Söz konusu dalgalanmanın, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ölçümünü karmaşık hale getirdiğine dikkat çekti.

Powell, hanehalkı ve şirketlerle yapılan anketlerde ekonomik beklentilere dair iyimserliğin azaldığını ve belirsizliğin arttığını aktararak, bunun başlıca nedeninin ticaret politikalarındaki gelişmeler olduğunu söyledi.

Kısa vadeli enflasyon beklentilerinde yükseliş yaşandığını, hem piyasa verileri hem de anket sonuçlarının bu durumu yansıttığını kaydeden Powell, tarifelerin bu artışta belirleyici faktör olduğunu dile getirdi. Uzun vadeli beklentilerin ise büyük oranda yüzde 2 hedefiyle uyumlu olduğunu belirtti.

Yeni yönetimin ticaret, göç, maliye politikaları ve düzenlemelere dair ciddi değişiklikler hayata geçirme sürecinde olduğunu belirten Powell, şimdiye kadar açıklanan tarife artışlarının beklenenden daha büyük ölçekte olduğunu, ancak bu politikaların hâlâ şekillenmekte olduğunu ve etkilerinin belirsizliğini koruduğunu söyledi.

“Tarife artışlarının bu şekilde devam etmesi durumunda, enflasyonun yükselmesi, büyümenin yavaşlaması ve işsizlik oranlarının artması kuvvetle muhtemeldir.” diyen Powell, bu etkilerin kısa vadeli olabileceği gibi kalıcı hale de gelebileceğine işaret etti.

Tarifelerin enflasyona etkisinin, fiyatlarda tek seferlik artışlarla sınırlı kalabileceğini belirten Powell, kalıcı etkilerin ise uzun vadeli enflasyon beklentilerine ve fiyatların ne ölçüde etkilendiğine bağlı olduğunu ifade etti. Fed’in görevinin, bu beklentileri sağlam şekilde çıpalamak ve geçici fiyat artışlarının sürekli enflasyon sorununa dönüşmesini engellemek olduğunu söyledi.

Powell, maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedefleri arasında zorlu bir denge süreci içinde olduklarını belirterek, “Şu an için para politikasında herhangi bir değişikliğe gitmeden önce gelişmeleri izlemek en sağlıklı yaklaşım.” dedi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Powell, ekonominin dirençli olduğunu ve hızlı adımlar atmaya gerek olmadığını belirtti. “Şu an beklemenin olası maliyeti oldukça düşük. Acele etmiyoruz.” ifadesini kullandı.

Resesyon beklentisine dair bir tahminde bulunmadıklarını ifade eden Powell, faiz indiriminin önleyici olarak düşünülmediğini belirtti. Ekonomik göstergelerde ciddi bir yavaşlama sinyali almadıklarını, süreci yakından ve dikkatle takip ettiklerini kaydetti.

Gümrük tarifeleri nedeniyle fiyat artışlarına yönelik endişeler bulunduğunu söyleyen Powell, böyle bir şokun henüz yaşanmadığını ancak potansiyel etkilerine karşı hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Faiz oranlarının geleceğine ilişkin öngörüde bulunmaktan kaçınan Powell, verilerin yönüne göre faiz indirimi ya da sabit kalma kararının değerlendirileceğini aktardı.

Kaynak: AA