TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı namazını kıldığı Sultanahmet Camisi'nden çıkarken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin Irak Kürdistan Bölgesi başkanı Mesud Barzani ile dün gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bunlar nedir? Kuzey Irak yerel yönetiminin özellikle bizim bu bölgede vermiş olduğumuz mücadelede bizimle beraber Peşmergeler'i bu noktada değerlendirmesi ve gerekli desteği onların da sağlamasıdır. Burada Kuzey Irak yerel yönetimi, bu mücadeleyi verebilecekse, biz kendilerinden bunu bekliyoruz, yoksa müşterek bir mücadeleyse bunu bekliyoruz. Aksi takdirde biz kendimiz gerekli olanı yapmak durumundayız. Bunu söylüyoruz.

Şunu çok açık ve net söyleyeyim, bir defa hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Türkiye'de kalkıp da kendisine paralel bir devlet anlayışına, KCK gibi, müsaade etmesi mümkün değil. Böyle bir şeyi kimse bizden beklemesin. Kimse bizim güvenlik güçlerimizin silah bırakmasını da bizden beklemesin. Çünkü güvenlik güçlerinin silahı, bir kere kendi enstrümanıdır adeta. Onu bırakması söz konusu olamaz. Çünkü tüm vatandaşların can, mal gibi güvenliğini korumakla görevlidir. Silah bırakması gereken birileri varsa bunlar terörist gruplardır. Bunların silahı bırakması lazım ve silahın bırakılması halinde bir çok şeyin olumlu istikamette gelişeceğini de rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun için de, eğer olay siyasetse bunun yeri de parlamentodur. Parlamentoda herkes bu işin mücadelesini verir ve kazanılacak haklar varsa orada dile getirilir ve bu hakların gereği de orada verilir.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Etnik unsurların farklılığını hiç bir zaman birbirimize düşmanlık nedeni olarak görmedik, göremeyiz. Ama burada bir şeyi hep beraber paylaşmalıyız. O da; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı da kimseyi rahatsız etmemeli. Olayın aslı budur'' dedi,

Erdoğan, iktidarları döneminde red, inkar politikalarını tamamen ortadan kaldırdıklarını, asimilasyon politikalarına karşı da, iktidarın ciddi mücadeleler vermek suretiyle bunu da adeta sıfırlama noktasına geldiğini iddia etti.

Erdoğan, hiç bir zaman bu ülkede Kürt gerçeğini halkın görmezlikten gelmediğini iddia ederek, şöyle konuştu:

''Bu ülkede benim Türk vatandaşım ne denli bir gerçekse, bir vakaysa, aynı şekilde Kürt vatandaşım da, Laz'ı da, Çerkez'i de, Abhaz'ı da, Roman'ı da, Arnavut'u da velhasıl hepsi bu ülkenin bir gerçeğidir ve biz bunları birer zenginlik kabul ediyoruz. Bu farklılıklar bizim zenginliğimizdir. Etnik unsurların farklılığını hiç bir zaman birbirimize düşmanlık nedeni olarak görmedik, göremeyiz, bir zenginlik olarak görüyoruz, görmeliyiz ve geleceğe de böyle girmeliyiz. Ama burada bir şeyi hep beraber paylaşmalıyız. O da; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı da kimseyi rahatsız etmemeli. Olayın aslı budur.''...

Kürt gerçekliğini inkar etmediklerini iddia eden Erdoğan'ın Irak Kürdistan Bölgesi için "Kuzey Irak" demesi dikkat çekti. Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani'nin Türkiye ziyareti ile ilgili olarak hem Türk yetkililerin beyanatlarında hem de Türk medyasında verilen haberlerde Kürdistan Bölgesi için "Kuzey Irak" denilmesi politika olarak benimsenmiş durumda. TRT 6'in Kürtçe haberlerinde de "Kürdistan Bölgesi" yerine "Kürt Bölgesi" deniliyor...
Editör: Haber Merkezi