BATMAN - Batman Mezopotamya Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti (BM-YGC) "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" ile ilgili bir yazılı açıklama yaptı.
 
Cemiyet Genel Başkanlığı adına Genel Başkan M.Kemal Çelik yaptığı açıklamada,1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra gazete patronlarının hesabına bu yasa gelmediği için Babıâli'de 9 gazete sahibi yasayı protesto etmek amacıyla 3 gün süreyle gazetelerini yayımlamama kararı aldıklarını ve bu gelişme karşısında çalışan gazetecilerin de, 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkma adına bağlı oldukları sendika öncülüğünde İstanbul Valiliği'ne kadar yürüyüş gerçekleştirerek, 11-12-13 Ocak 1961 tarihinde üç gün boyunca gazete çıkararak, patronlarına karşı onurlu bir direniş sergilediklerini hatırlatarak, "Bu nedenle 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlanmaya başlanmıştır. Ancak, 1971 yılında yaşanan 12 Mart askeri müdahalesinden sonra tüm çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalardan ötürü 10 Ocak Bayram olmaktan çıkarılmış ve "10 Ocak Çalışan Gazeteciler" olarak anılmaya ve kutlanmaya başlanmıştır" dedi.
 
12 Mart ihtilalinden tamı tamına 41 yıl geçmesine rağmen, basın ve ifade özgürlüğünün maalesef Türkiye'de hala tartışma konusu olduğunu belirten Çelik, "Demek basın özgürlüğü adına 41 yılda Türkiye'de değişen bir şey olmamıştır. Aksine basın özgürlüğüne yönelik baskılar ve tacizler daha da artmıştır" ifadelerini kullandı.
 
Basın Özgürlüğünde Türkiye Dünyada 138. Sırada
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü tarafından yapılan değerlendirmede, basın özgürlüğü sıralamasında tüm Dünyada' ki 208 ülke arasında Türkiye'nin 138. sırada yer aldığını dile getiren Çelik, "Halen imtiyaz sahibi 17 olmak üzere Yazı İşleri Müdürü ve Muhabirlerle birlikte toplam 97 gazeteci Cezaevlerinde tutuklu bulunmakta ve 4 bin'in üzerinde gazeteci de tutuksuz olarak yargılanmaktadır. Bu rakamlar Türkiye'de ki basın özgürlüğünün ne denli baskı ve kıskaç altında olduğunu göstermektedir" diye tepki gösterdi.
 
Yargı baskısının yanı sıra ayrıca hükümet ve devletin baskısının söz konusu olduğunu ve birçok yazar ve çizerin Başbakan'ı eleştirdi diye gazete patronları tarafından işine son verildiğini vurgulayan Çelik, "Kimi gazete patronları da maalesef bu baskılara ve taziclere alet olmaktadırlar. Gazete patronları sırf çıkarları uğruna sendikadan yoksun gazetecileri istedikleri gibi çıkarıp, işlerine son vermektedir. Çalışan gazetecilerin yasal güvence altına alınmasıyla birlikte sendikal hakların da kendilerine verilmesi gerekmektedir. Tekelleşmeye doğru giden Türk Medyası'nda bir anda yüzlerce emekçi gazeteci kapı dışarı edilerek, işlerinden olabilmektedir" ifadelerine yer verdi.
 
Gazeteciler Yasal Koruma Altına Alınsın
Gazetecilerin yasal koruma altına alınması, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünün genişlemesi için yeni bir Anayasal düzenlemesinin şart olduğunu kaydeden Çelik, "Hükümetin üzerinde ciddiyetle durduğu yeni Anayasal değişikliklerde ifade ve basın özgürlüğü ile çalışan gazetecilere yasal hakların tanınması olmazsa olmazların içine dahil edilmelidir. Aksi halde yeni Anayasa'nın bir bacağı eksik olacağı gibi, Türkiye'de sağlanmak istenen ileri demokrasinin handikabı olacaktır" dedi.
 
Çelik açıklamasını şu ifadelerle tamamladı. "Çalışan tüm gazeteci meslektaşlarımın "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü" kutluyor, 28 Aralık 2011 tarihinde Türkiye'yi yasa boğan ve acısını yüreğimizin ta derinliğinde hissettiğimiz Uludere olayında yaşamlarını yitiren masum insanlarımıza Allah'tan rahmet halkımıza başsağlığı diliyor ve sorumluların bulunup, bağımsız yargı karşısına çıkarılarak, cezalandırılmalarını ve bir daha böylesi katliamların hiç bir coğrafyada yaşanmamasını, 2012 yılının barış, kardeşlik ve huzur getirmesini diliyoruz." (Veysi Demir-İLKHA)
Editör: Haber Merkezi