Kimse Yok mu Derneği'nin 6 yıl önce başlattığı kardeşlik köprüsü bu yıl güçlenerek devam etti. Diyarbakır'da eşinin terk etmesi sonucu 4 çocuğuyla büyük sıkıntı çeken Fadime Varol, İstanbul'dan gelen hayırseverleri gözyaşına boğdu.

Dernek gönüllülerinden Ahmet Dabanoğlu'nun elini öpen Varol, "Benim bayramlarda hiç kimsem olmadı. Sizi baba olarak gördüm, müsaade edin elinizi öpeyim." dedi. 4 çocuğuyla birlikte terk edildikten sonra yaşadıklarını gözyaşları arasında anlatan Varol, Kimse Yok mu Derneği'nin yardımları sayesinde ayakta kaldığını dile getirdi.

Nurullah-Sema Uçar ile çocukları Burak Mert, üç yıldır Kurban Bayramı'nı İstanbul yerine Diyarbakır'daki yoksullarla geçiriyor. Bu yılki Diyarbakır ziyaretlerine kardeşi Şükrüllah ve yeğeni Muhammed de dahil oldu. Uçar ailesinin fertleri, Kimse Yok mu Derneği'nin Marmara Bölge Koordinatörü Eyüp Tok ve Diyarbakır Şube Başkanı Ahmet Dabanoğlu ile birlikte yoksul aileleri ziyaret etti. Sur ilçesinin Melikahmet Mahallesi'ndeki Mehmet Emin Saygökan'ı ziyaret eden heyet, her aile fertlerine kurban Eti ile hediyeler getirdi. İki böbreği çürüdüğü için çalışamaz duruma düşen Saygökan ailesine dernek sahip çıkmış, tedavisinin yapılmasını üstlenmişti. İstanbul'dan gelip bayramda kendisine konuk olan misafirlere teşekkür eden Saygökan, birlik ve beraberlik ile kardeşliğin hiçbir zaman bozulamayacağını dile getirdi.

FADİME VAROL HERKESİ AĞLATTI
Kimse Yok mu gönüllülerinin ikinci ziyareti ise Bağlar ilçesinde, tek gözlü bir odada 4 çocuğuyla kalmaya çalışan Fadime Varol'un eviydi. 12 yaşındayken, Hakkari'den gönül verdiği Diyarbakırlı biri ile evlenen Fadime, kaçtığı kişinin evli ve 7 çocuğu olduğunu sonradan öğrendi. Eşinin kiraladığı ayrı evde kalan Varol, 4 yıl önce eşi tarafından terk edildi. Fadime'yi terk eden eşi, bu sefer Muş'tan başka bir kadını kaçırarak kayıplara karıştı. Muş'taki kadının aile fertleri Fadime'yi sürekli rahatsız eder. 4 yıldır eşinin yüzünü görmeyen Fadime'nin hiçbir geliri yok. Anlattığına göre, defalarca canına kıymak ister. Çamaşır suyu içer, tüpgazı açar ama komşularının müdahalesiyle kurtulur. Kimse Yok mu Derneği'nin yardımlarıyla yaşamını sürdürmeye çalışan Fadime Varol, gönüllüleri karşısında görünce gözyaşlarına hakim olamadı. Fadime, yaşadıklarını gözlaşları içinde anlatırken, İstanbul'dan gelen iş adamlarını, dernek gönüllüleri ile çocuklarını gözyaşına boğdu. Varol'un, gönüllülere sürekli dua etmesi dikkat çekti. İstanbullu hayırsever Şükrüllah Uçar yaşadıklarını şöyle anlattı: "Diyarbakır'da ciddi bir mağduriyet var. Bunu gelip görmeden anlamak mümkün değil. Varol gibi binlerce aile var. Bu insanlar bizim kardeşlerimiz, bizden. Bunlara sahip çıkmamız gerekiyor."

TOK: BÖLGE HALKININ MADDİ VE MANEVİ DESTEĞE İHTİYACI VAR
Kimse Yok mu Derneği Marmara Bölge Koordinatörü Eyüp Tok, gönüllülerin kurbanlarını bölgede kesip dağıtmak için adeta seferber olduklarını söyledi. Kurban Bayramı'nın kalplerin bir atmasına vesile olduğunu anlatan Tok, bölge halkının maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olduğunu belirtti. Tok, insanların buradaki yoksullara bir Oyuncak, bir hediye götürmesinin madden bir şey ifade etmezse bile manen ayrı bir öneme sahip olduğunu belirterek, "Ancak insanların maddi ihtiyaçları var. Destek olmamız gerekiyor. Evinde kuru gıdası bile olmayan aileler görüyoruz. Yardımsever insanların yardımları bölgeye gönderilmesi ve bunun birinci elden ulaştırılması çok önemli. Türkiye'nin dört bir yanından insanların buraya gelmesi çok önem arz ediyor." diye konuştu.

İNSANLAR BİRBİRLERİNİ TANIDIKÇA DAHA ÇOK SEVMEYE BAŞLADI
Kimse Yok mu Derneği'nin Diyarbakır'daki gönüllülerinden Psikolojik Danışman Zülküf Güneş ise insanların birbirini tanıdıkça daha çok sevmeye başladıklarını söyledi. Kimse Yok mu'nun 6 yıldır başlattığı kardeşlik köprüsü sayesinde gelip gitmelerin sık sık yaşandığını anlatan Güneş, batı ile doğudaki insanların birlikte bayramlaştığını dile getirdi. Güneş, şunları söyledi:

"Bu köprüyü, sosyal ve psikolojik destek boyutu olarak da görmemiz lazım. Buradaki insanlar batıdaki insanların gösterdiği sosyal ve psikolojik desteği görüyorlar, evlerini, gönüllerini onlara açıyorlar. Gelenler ise gönülleri ile birlikte ellerinde hediyeler getiriyor. Bu, kardeşliğe vesile oluyor. İnsanlar, minnet ve memnuniyet duygularını dile getiriyorlar. Bunların artarak devam etmesini istiyorlar."

Editör: Haber Merkezi