HAKİKİ PROGRAMI BULMAK ZOR MU?
‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ deyimini açıklamadan hatırlatıyorum size. Zira çok açık ve içinde bencillik - vurdumduymaz bir anlam barındırır. Çok af buyurun ama iki yıllık öğrencilik hayatımda anladığım kadarıyla bu çağın gençleri bilhassa öğrencileri vurdumduymazdırlar. Yani neyin doğru neyin de yanlış olduğunu bilmesine rağmen hiçbir şeye demeden(hiç bir şeye karışmadan) yaşayan bir vurdumduymazlık var şuan ki piyasada.
            Yahu arkadaşlar hiç böyle bir şey olur mu? Bir kişi okula başlar, liseyi bitirir, ÖSS(LYS)’ye girer ve bir üniversiteye yerleşir. Askerliğe gider. Ve ondan sonra bir işe girer veya devlet memurunu atanır.  Akabinde de evlenir. Ondan sonrada normal şekilde kendi maddi durumunu elverdiği şekilde bir araba ve ev alır. Ve emekli(emektar) olur. Bu normal hayat kataloglardan en çok seçilen ürünümüzdür sayın müşterilerimiz! Peki diyebilirsiniz ki farklı ürün seçelim. Bende diyeceğim maalesef hangi ürünü seçerseniz boştur. Çünkü kataloğun kökü bozuktur. İşte az ilerde size tek ürünlü ve onun sahibi öyle bir sahiptir ki ondan daha kudretli güç olmayan bir ürünü size beyan edeceğim.
            Hiç düşündünüz mü sizi yaratan sizi yakarıda saydığım monoton hayat için göndersin. Yani sizi yaratan sizi hiç denemeyecek mi? Sizi çetin sınava tabii tutmayacak mı? Yahu en basitinde bir bilim adamı bir robotu yaptığında o robotu denemeyecek mi? Ve robottan bir şeyler istemeyecek mi? Ve aynı şekilde robota birazcık olsun akıl(hafıza kartı) vermeyecek mi? Ve robotun kullanma kılavuzu yazmayacak mı? Evet aynen öyle ki bizi yaratan o kudretli güç, bize biraz olsun akıl veriyor. Hayatta bize lazım olacak ve bize rehberlik edecek bir kullanma kılavuzu veriyor. Hatta o kılavuzu bir yaşama örneği olarak bize gösteriyor. Ve aynı zamanda o kullanma kılavuzun ustaları da her asır zamanda bize gönderiyor.(bize o anki bozukluğun sorunu ve çözümü berrak şekilde açıklıyorlar eğer kulak verirsek.) ve biz bu kadar imkânlara rağmen bu teknolojiyi bırakıp çağdışı şeylerle uğraşıyoruz di mi? Öyle mi yapıyor muyuz? Hayır. Ama bazı rahatlığına düşkün kişiler bunu yapabiliyorlar maalesef. İşte bende tam bunlara söylüyorum. Sen ey tembel kişi!(ha pardon tembel dedim de eminim hiç kimse üstüne almaz) sen inanıyor musun ki bu dünyaya yakarıda belirttiğim monoton hayat için geldiğini. Sen inanıyor musun ki bizi yaratan bir sebep/amaç olmadan yaratsın. Evet sen niçin buraya geldiğini biraz araştırırsan(tabii ki doğru kaynaktan)  bil ki çok rahat anlarsın. Zira sen(insanlar)  doğru fıtrat üzeredir. Eğer bunu araştırırsan…. Evet ‘eğer’;tabii ki biraz düşünebilirsen öbür tarafı. Evet bunun için şöyle bir örnek var: malumunuzca herkes az çok bilgisayarda bir program (setup) kurmuştur.(hatta bilmediği bir dilde.) Hatırlarsanız programı kurduğunuzda sizin yapacağınız tek şey ‘Enter’ tuşuna basmaktı. Bu şekilde program kendiliğinde kurulacaktır.
            Evet nasıl ki programı yapan, programı kurmanız için her türlü kolaylığı sağladığı gibi aynı şekilde sizi yaratan da içinizde hakiki programı rahat kurmanız(bulmanız)  için çok çok kolaylıklar göstermiştir. Yeter ki doğru programı tıklayın. Eminim programı çok rahat kurar ve hayatının her aşamasına girer.  
            Doğru programı tıkladıktan sonrada bu programa virüs bulaşmaması için size bir topluluk lazım. Yani o programa sahip bir topluluk. Bunun sayesinde kendi programını korur ve derecesini yükseltebilirsin. Öyle bir topluluk ki sizi her türlü çağdaş yılandan-çıyandan korunmalıdır/korunacaktır. Ve o şekilde sen de o topluluğun bir bireyi olmalısın. Zaten o topluluk 7/24 çalışır ve gayesi de pak bir şekilde açıktır. Evet onun gayesi onu yaratanı razı etmektir.
Haydı bakalım doğru programı araştırmaya….
 
Yusuf ÇELEBİ
[email protected]