Et ve Balık Kurumu'nun adının, Et ve Süt Kurumu olarak değiştirilmesine dair Bakanlar Kurulu kararının geçen ay Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından yapılacak statü değişikliği ile müdahale kurumunun faaliyete geçmesini bekleyen yetiştiriciler, sektöre istikrar getireceğine inandıkları müdahale kurumunun bölgede hayvancılığın gelişmesinin önündeki en büyük engeli de kaldıracağı görüşünü taşıyor.

Devletin hayvancılık sektöründe Avrupa Birliği ve ABD'de olduğu gibi gerektiğinde müdahale alımları yoluyla piyasaya girip istikrarı sağlayacağı uygulama üreticilerin şimdiden yüzünü güldürdü.

Yıllardır özlemini duydukları kurumun faaliyete geçmesi ile emeklerinin karşılığını alabilmenin umudunu taşıyan yetiştiriciler hem bölge hem de ülkede hayvancılığın gelişmesi ile hayvan ithal edilen günlerin de geride kalacağını düşünüyor.

"Bölgede hayvancılığın yeniden canlanacağını düşünüyoruz"

Türkiye Damızlık Manda Yetiştiricileri Merkezi Genel Başkanı ve Diyarbakır Süt Üreticileri Birliği Başkanı Hüseyin Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Et ve Balık Kurumu'nun adının Et ve Süt Kurumu olarak değiştirilmesinin sektör ve ülke açısından çok faydalı olacağını söyledi.

Yılmaz, bölgede tarım ve hayvancılığın başlıca geçim kaynağı olduğunu, bu nedenle bölgede tarım ve hayvancılığın vazgeçilemez bir sektör haline geldiğini ifade ederek, sektörde çözüm bekleyen sıkıntıların kurumun faaliyete geçmesiyle sona ereceğine inandıklarını belirtti.

Müdahale kurumundaki amacın et ve süt piyasasını üretici ve tüketici lehine dengelemek olduğuna dikkati çeken Yılmaz şöyle dedi:

"Yetiştiricilerin bugüne kadar ürettiği etin veya sütün fiyatını belirleme şansı hiç olmadı. Bir sanayicinin kapımıza geldiğini hiç görmedik. Biz sanayicinin kapısına gidiyor ve ürünümüze ne fiyat biçilirse ona razı olmak durumunda kalıyorduk. Böyle bir kurumun eksikliği nedeniyle fiyat belirleme imkanı olmadığından üretici hep zarar etti. Kurumun müdahalesi ile emeğimizin karşılığını alabileceğimizi düşünüyoruz. Üretici artık önünü görebilecek. Et ve Süt Müdahale Kurumu'nun faaliyete geçecek olması bölgede hayvancılığın yeniden gelişmesine yönelik ümitlerimizi artırdı. Bölgede hayvancılığın yeniden canlanacağını düşünüyoruz."

"Bu, yıllardır özlemini duyduğumuz bir uygulamaydı"

Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkan vekili ve Kulp Ziraat Odası Başkanı Kenan Akdeniz, bölge ve ülkede hayvancılığın canlanması için Et ve Süt Müdahale Kurumunun bir an önce faaliyete geçmesini beklediklerini söyledi.

"Bu yıllardır özlemini duyduğumuz bir uygulamaydı" diyen Akdeniz, üretim ve girdi maliyetlerinin yetiştiricileri yıllardır zor durumda bıraktığını belirtti.

Akdeniz, devletin piyasaya müdahalesinin hem üretici hem de tüketicileri rahatlatacağını kaydederek, şöyle dedi:

"Hayvan yemi olarak kullandığımız arpanın tonunu 850 liradan alıyorken Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) piyasaya müdahale ederek çiftçiye tonunu 650 liradan satması bir haftada fiyatları 750 liraya düşürdüğüne tanık olduk. Bu gösteriyor ki; piyasada bunun tacirliğini yapan, çiftçinin alın teri ve emeğinin üzerinden geçinen insanlar var. Et ve Süt Kurumunun müdahalesi ile et arzının fazla olduğu dönemlerde bakanlığın piyasaya müdahale ederek eti piyasadan alması fiyatta ani düşüşe engel olacak, et arzının az olduğu dönemlerde ise piyasa et sunması tüketicinin yüksek fiyattan et almasını önleyecek. Kilosunu 10 liradan kasaba verdiğimiz etin 23 liradan satılması bizi de rahatsız ediyordu."

Fiyat dalgalanmaları

Akdeniz, müdahale kurumu ile et ve sütteki fiyat dalgalanmalarının önüne geçileceğini vurgulayarak, "Artık üretilen ürünün değerini belirlemek başkalarının insafına kalmayacak" diye konuştu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının müdahale kurumu kurulması yönündeki çalışmalarını desteklediklerini ifade eden Akdeniz, şöyle konuştu:

"Kurumun faaliyete geçmesiyle ürettiğim et veya sütü ne fiyatla satacağımı bileceğim. Yaptığım işin ekonomik getirisini hesaplayabileceğim. Artık üretici belirsizlik içinde yaşamayacak. Kurumun en büyük avantajlarından biri bu. Müdahale kurumu hayvancılıkta yaşanabilecek krizi ve buna bağlı olarak hayvan ithalini önleyecek."

"Bölgede süt potansiyeli yıllardır değerlendirilemedi"

Bingöl Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doğan Koç, üretilen sütün paraya dönüştürülememesi halinde besicilikte başarılı olmanın mümkün olmadığını belirtti.

Günde 10 kilogram satılacak sütten 9 ayda elde edilecek gelir ile 2 buzağı alındığını ifade eden Koç, Et ve Süt Kurumunun faaliyete geçmesi ile yıllardır üreticileri mağdur eden sütün satışının önündeki engelin ortadan kalkacağını kaydetti.

Koç, her ay en az 50 ton sütün boşa gittiğini anlatarak, şöyle dedi:

"Bölgede süt potansiyeli yıllardır değerlendirilemedi. Hayvancılık bu nedenle bitme noktasına geldi. Hayvancılığın gelişmesi için tek çıkış noktamız süt. Üretilen sütün yüzde 80'i boşa gidiyor. Bölgede süt sanayisinin olmaması büyük eksiklik. Bu vatandaşın ürettiği sütten istediği fiyatı alamamasına, bunun da ötesinde elindeki sütü hiç satamamasına neden oluyor. Birlik olarak 2 yıldır süt toplama işine girdik. Ancak üretilen sütün yüzde 20'sini kurtarabildik."

Siirt Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkan Vekili Sıddık Aydın, hayvancılık ve sütteki fiyat dalgalanmalarının yıllardır üreticinin en büyük sıkıntısı olduğunu, yaptıkları bir araştırmada 100 koyun veya kuzu yetiştiren bir yetiştiricinin fiyat istikrarsızlığından dolayı 4 ayda yaklaşık 20 bin lira zarar ettiğini tespit ettiklerini aktardı.

"Müdahale kurumunun duruma müdahale ederek bir balans ayarı sağlamasından birlik olarak mutluluk duyacağız" diyen Aydın, şunları kaydetti:

"Zarar eden bir yetiştirici artık hayvancılığı tercih etmiyor. Siirt'te geçmiş yıllarda küçükbaş hayvan besiciliği yapan 500 kişi varsa sayı bugün 200'e indi. Maliyeti ve kazancını önceden hesaplayamayanlar risk almak istemediğinden hayvancılığı bırakıyor. Müdahale ile hayvancılığa ilgi artacak. Hiç yapmayanlar da hayvancılığa yönelecek."

Editör: Haber Merkezi