Çin’in başmüzakerecisi Li Chenggang, devlet televizyonu CGTN’ye yaptığı açıklamada, geçen ay Cenevre’de yapılan müzakereler ile iki ülke liderlerinin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde varılan mutabakatların nasıl hayata geçirileceği konusunda tarafların prensipte anlaşmaya vardığını dile getirdi.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick de anlaşma taslağının liderlerin onayına sunulacağını belirterek, onaylanması halinde uygulamaya geçileceğini söyledi. Lutnick, her iki ülkenin de karşılıklı olarak kritik ürün ve teknolojilere yönelik ihracat kontrollerini gevşetme konusunda mutabık kaldığını ifade etti.

Reuters’ın aktardığına göre Lutnick, Çin’in nadir toprak elementleri ve mıknatıs ihracatına ilişkin kısıtlamaların da bu anlaşmanın "ana unsurlarından" biri olarak çözüleceğini belirtti. Ayrıca, bu ürünlerin tedarik edilmediği dönemde ABD’nin bazı karşı önlemler aldığını hatırlatan Lutnick, bu tedbirlerin karşılıklı ve dengeli biçimde kaldırılmasının beklendiğini söyledi.

Washington yönetimi, Pekin’in Cenevre’de verdiği nadir toprak ihracatını artırma sözünü yerine getirmediği gerekçesiyle Çin’e yönelik çip tasarım yazılımlarının satışına sınırlamalar getirmiş, ayrıca Çinli öğrencilere vize verilmesini durdurma tehdidinde bulunmuştu.

Beyaz Saray Ekonomi Konseyi Başkanı Kevin Hassett, CNBC’ye yaptığı değerlendirmede, Trump yönetiminin Çin’in imalat sektörü için önemli kabul ettiği bazı mikroçip ürünlerine yönelik kısıtlamaların gevşetilebileceğini, ancak yapay zekâ sistemlerinde kullanılan "yüksek performanslı Nvidia çipleri" üzerindeki sınırlamaların sürdürüleceğini ifade etti.

Londra’daki müzakereler, ihracat kontrollerinin ABD-Çin ticaret savaşında ne denli merkezi bir pozisyon kazandığını ve Pekin’in nadir topraklar üzerindeki hâkimiyetini stratejik bir koz olarak kullanmaya ne kadar istekli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Otomotivden savunma sanayine kadar birçok sektörde kritik role sahip olan nadir toprak mineralleri ve bu materyallerden üretilen mıknatıslar konusunda Çin, küresel ölçekte neredeyse tekel konumunda bulunuyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Şi’nin nadir toprak mineralleri ve mıknatısların yeniden ihracatına başlanmasını kabul ettiğini açıklamış, ancak sevkiyatın hızı ve miktarına ilişkin ayrıntı vermemişti.

Nisan başında Pekin yönetimi, Trump’ın ek gümrük vergilerine karşılık olarak nadir toprak ihracatında yeni lisans düzenlemeleri yürürlüğe koymuş, bu adım küresel elektronik, savunma, enerji ve otomotiv sektörlerinde ciddi endişelere yol açmıştı.

Mayıs ayında ise ABD yönetimi, Çinli öğrencilere vize kısıtlamaları getirmiş, yarı iletken tasarım yazılımlarının satışını durdurmuş ve bazı yüksek teknoloji ürünlerinin Çin’e ihracatına sınırlamalar getirmişti. Bu önlemler, Pekin’in Cenevre’de verdiği taahhütleri yerine getirmediği gerekçesiyle uygulanmıştı.

Ayrıca Washington, yapay zekâ teknolojilerinde kullanılan Amerikan ürünlerinin Çin’e ihracatını da kısıtladı. Bu adımlar, Çin’in stratejik sektörleri olan yarı iletken ve yapay zekâ alanları üzerinde önemli baskı oluşturdu.

Buna karşın Çinli teknoloji devi Huawei, bu baskılara rağmen 2023 yılında yüksek teknolojili Mate 60 modeliyle piyasaya geri dönüş yaptı. Başlangıçta ABD yaptırımları nedeniyle zorluk yaşayan şirket, bu gelişmeyle yeniden dikkatleri üzerine çekerken, Washington yönetiminin konuyla ilgili soruşturma başlattığı belirtildi.

Kaynak: haber merkezi