Hindistan yönetimi, söz konusu faaliyetlerin ilk kez anlaşma kapsamı dışında yürütüldüğünü resmen kabul etti. Hindistan'ın eski Merkez Su Komisyonu Başkanı Kushvinder Vohra, "Antlaşmanın askıya alınması artık projeleri kendi irademizle sürdürebileceğimiz anlamına geliyor" açıklamasında bulundu.
NHPC öncülüğünde yürütülen rezervuar temizliği (flushing) işlemi, 1–3 Mayıs tarihleri arasında hayata geçirildi. Bu süreçte, Salal ve Baglihar barajlarının ayarlanabilir kapakları açılarak, yıllar içinde biriken tortular nehir dışına tahliye edildi. Yerel halk, Chenab Nehri’ne büyük miktarda su salındığını rapor etti.
Flushing uygulaması sırasında rezervuarların neredeyse tamamen boşaltılması, alt kısımdaki ülkelere taşkın tehlikesi oluşturabiliyor. Normal şartlarda bu tür bir işlem öncesinde Pakistan’ın bilgilendirilmesi gerekirken, bu kez herhangi bir bildirim yapılmadı.
Hindistan, Keşmir’de geçtiğimiz ay düzenlenen ve 26 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının ardından, İndus Suları Antlaşması’nı askıya aldığını açıklamıştı.
Pakistan ise bu hamleyi “savaş sebebi” olarak nitelendirdi ve uluslararası hukuki yollara başvuracağını duyurdu.
1960’ta imzalanan antlaşma, Hindistan’a belirli nehirlerde enerji projeleri geliştirme izni verirken, geniş su rezervuarları oluşturmasını ise yasaklıyordu. Antlaşmanın askıya alınmasıyla bu sınırlamanın kalkması, bölgede ciddi bir su krizine yol açabileceği endişesini doğurdu.
Özellikle Kishenganga ve Ratle projelerinde planlanan su depolama kapasiteleri, Pakistan’ın uzun süredir itiraz ettiği başlıca meseleler arasında yer alıyor. Bu anlaşmazlık daha önce Lahey’deki Daimi Tahkim Mahkemesi'ne de taşınmıştı.
Yeni gelişmeler, Güney Asya’da su kaynakları üzerinden yaşanabilecek daha büyük bir çatışmanın habercisi olarak değerlendiriliyor.