ŞANLIURFA - Tesettürün her yerde serbest olması ve anayasal güvence altına alınması için Mustazaf-Der tarafından Türkiye genelinde başlatılan "Tesettür Seferberliği"ne destek veren İnsani hak ve Özgürlükler Platformu, saat 12.00'de Karakoyun İş Merkezi önünde kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu Başkanı ve Şanlıurfa Mustazaf-Der Şubesi Başkanı Mehmet Kışlar okudu.
 

Tesettür Tüm Dinlerde Farzdır
Hz Adem ve Havva'nın yeryüzüne iner inmez aldığı ilk emir olan Tesettür'ün tüm ilahi dinlerde farz olduğunu belirten Kışlar, "Hiçbir emir örtünmeden öncelikli değildir, örtünmenin önünde değildir. İnsanoğlunun soyunmuşluk, hayasızlık ve edepsizlik içerisinde Rabbine sunacağı hiçbir ibadeti yoktur. Onun için yeryüzüne ayak basar basmaz verilen ilk emir örtünmedir. Evet insanoğlu tarihin başlangıcı ile beraber örtünmekle yükümlü kılınmış ve bu yükümlülüğü yerine getirmiştir. Şu var ki Allah (c.c) zamanla unutulmaya yüz tutmuş örtünme emrini Hz. Meryem ile sembolleştirmiş, Hz. Muhammed (as) ile birlikte özellikle Nur 31.ve Ahzab 59. ayetleri ile net bir şekilde hüküm altına almıştır" dedi.

 

Örtünme Teferruat Değildir
Örtünmenin Namaz, oruç ve zekat gibi farz olduğu vurgulanan açıklamaya şöyle devam edildi: "Örtünme bir teferruat değildir. Muhammed es Sabun-i şöyle diyor: "Tesettür İslam dininin fer'i bir meselesi değildir. Belki kadınların şer'i tesettür olan çarşafla örtünmeleri, Kur'an ve hadisle Müslüman kadına farz olan asli bir meseledir. "Konuya ilişkin olarak Üstat Bediüzzaman da şöyle diyor: " Füruat-ı İslami'ye değişmeye kabil bir libas hükmünde değildir. Onları tebdil etmek doğrudan doğruya şeriatı inkar ve tekzip etmektir. Onları tebdil eden başını dinden çıkarıyor. (Müdafat Afyon )"

 

"Ey Ademoğulları; Şeytan, anne ve babanızın ayıp yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak onları cennet'ten çıkardığı gibi sizi de belaya uğratmasın ...( A'raf 27)''
 

İşte şeytanın hilesi... İyiyi kötü göstererek insanları iğfal etmek, daha güzel bir hayat tarzını vaad ederek günaha sürüklemek ve kendisiyle cehenneme götürmektir.
 

Bugün Siyonist moda patronları da kadını bu tip taktiklerle kandırıyor, kul köle ediniyorlar. Açılıp saçılmayı, çıplaklığı; çağdaşlık, ilericilik medeniyet diye tanıtıyorlar. Kadının haya perdesini yırtıktan sonra rahatlıkla kadını her kötülüğe sürüklüyorlar. Şeytanın anne babamızı kandırarak onları cennetten çıkarttığı gibi, bugünkü şer odakları da aynı yöntemi kullanıyorlar. Kadının açılmadan medeni olamayacağını, çağdaş ve uygar olamayacağını söyleyenler, ilhamını şeytandan alıyorlar."
 

Tesettür Resmi Binaların Aç Kapa Malzemesi Değil
"Tesettür, 'babasının annesi' olan Hz. Fatıma'yı, cennet kadınlarının Efendisi, dünya kadınlarının en üstünü ve milyarlarca Müslüman'ın kıyamete kadar dua ettiği Al-i beytin mihveri yapan esas öğelerden biridir, yoksa birilerinin iddia ettiği gibi iman hizmetinin (!) maslahatı adına, resmi binaların aç kapa malzemesi değildir." Denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Tesettür, yalnızca Allah'a ait olup, diploma veya maaşla alınamayan izzetin, yani Hz. Asiye'lerin, Hz. Meryem'lerin, Hz. Haticelerin, Hz. Fatıma'ların, ve kıyamete kadar şerefle anılan, övülen, örnek gösterilen binlerce, milyonlarca seçkin kadının alamet-i farikasıdır. Yoksa ufacık bir makam ve mevki uğruna bile terk edilerek alay konusu yapılan basit, değersiz ve sıradan bir elbise çeşidi değildir."

 

Tesettür Müslümanların Kırmızı Çizgisidir
Tesettürün, Müslümanların en koyu kırmızı çizgilerinden olduğu belirten Kışlar, "Tesettür, aynı zamanda sadakattir, güvendir, şefkat ve muhabbettir, aklın, ruhun, kalbin ve dolayısıyla bedenin sağlığıdır, ihtiyacıdır, gıdasıdır. Yoksa 'Medeniyet ve modernizm denilen tek dişi kalmış canavarın' ayaklarının altında paspas değildir.

 

Tesettür, Yahudi'yi Medine'den, Fransız'ı Anadolu'dan kovan imanın diğer adıdır. O minarelerden okunan ezanla kardeştir, vazifeleri farklı değildir. Ve örtünme hassasiyeti bir İslam toplumunda yerde sürünüyorsa direklere bayrak çekmenin de fazla bir anlamı kalmış değildir." İfadelerini kullandı.
 

28 Şubat süreci ile tesettür sorunun içinden çıkılmaz bir sorun haline geldiği ifade edilen açıklamada, yıllardır bir kangren haline getirilen ve yüz binlerce bayanı mağdur eden bu yasağın kökünden halledilmesi istendi.
 

Tesettür Özgürlüğü Anayasal Güvence Altına Alınsın
Yeni bir sivil anayasanın gündemde olduğu bu gönlerde tesettür konusunun göz ardı edilmemesini isteyen Kışlar, "Bu İslami ve insani hakkın anayasal güvence altına alınmalıdır. Yoksa bugün serbest deyip yarın başka bir hükümet tarafından tekrar yasaklanacak olan tesettür sorunu bu şekilde bırakılmamalıdır. Bugün yönetimde olanlar şunu unutmasınlar ki bu sorun çözülmezse yarın ilahi huzurda bunun hesabını hiçbir şekilde veremeyecekler. Bu konuda yetkili olan bütün kurum ve kuruluşlara sesleniyoruz halkımızın bu haklı isteklerine karşı duyarsız olmayın. Halkın bu haklı taleplerine kulak verin ve derhal bu sorunu çözün.

 

Biz artık çocuklarımızın tesettürle okula gitmesini istiyoruz. Hizmet alan -hizmet veren ayrımına bakılmaksızın tesettürün hayatın her alanında tamamen serbest olmasını istiyoruz. Bu bizim en tabii hakkımızdır. 28 Şubat zihniyetinin ürünü olan ve başörtülü bir şekilde ilahi okuyan kızlarımız bahane edilerek muhtıra verenler, bugün bu yanlışın farkına vardılar ki bu bildiriyi internet sitesinden kaldırdılar." Dedi.
 

Provokasyon Değil Allah'ın Emrini Yerine Getiriyoruz
"Ne acıdır ki bugün de yaptığımız tesettür seferberliğinden dolayı bizler yine bazı çevreler tarafından provokasyon yapmakla suçlanıyoruz." Diyen Kışlar sözlerini şöyle sürdürdü: "Halbuki Allah şahittir biz sadece Allah'ın Nur ve Ahzap sürelerindeki kesin emrini yerine getirmek maksadı ile bu çalışmaları yapıyoruz. Herkesin malumu olduğu üzere ayetler hayatta uygulanmak için gönderilmiştir. Uygulanmadığı takdirde Allah katında sorumluluğu vardır. Biz bu sorumluluk bilinci ile yola koyulmuşuz. Önemli olan Allah katında provokatör olmamaktır.

 

Daha geçen sene sırf tesettürlü oldukları için okula alınmayan ve sınıfta bırakılan Hilvanlı küçük bacılarımızın eğitim hakkını elinden alanlar yarın Allah'ın huzurunda nasıl hesap verecekler? Okumak onların da hakkı değil mi? Hani kız ve erkek eşitliği vardı? Hani hiçbir suretle kimsenin eğitim hakkı elinden alınamazdı? Tek suçları tesettürlü olmak olan bu çocuklara bu durumu kim nasıl izah edecek?
 

Hatırlanacağı üzere yakın bir geçmişte tesettürlü çocukları ebeveynlerinden almakla tehdit eden yetkili zevata şunu hatırlatmak isteriz:
 

Hiçbir ideoloji ve düşünce sistemi çocukları ebeveynlerinden almakla tehdit edemez; zira çocuğun nasıl bir yaşam sürdüreceğine, neye inanıp neye inanmayacağına, neyi veya neleri kutsal kabul edip etmeyeceğine, varlığını kime veya neye armağan edip etmeyeceğine vs. ancak ebeveynleri karar verebilir."
 

Son dönemlerde hükümetin halkın yararına yaptığı gözle görülür maddi iyileştirmeleri görmezden gelmediklerini belirten Kışlar, ancak mütedeyyin kesimlerin üzerindeki baskılar ve inanç özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için ciddi hiçbir adımın atılmadığına dikkat çekti.
 

Tesettürün Önündeki Engeller İnanç Özgürlüğüne Vurulmuş Bir Darbedir
"Tesettür İslami bir emir ve insani bir haktır. Bu hakkın kişilerin elinden alınması veya engellenmesi insan haklarına, hukuka ve inanç özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Bundan dolayı Mustazaf-Der Genel Merkezi'nin başlatmış olduğu "Tesettür Seferberliği"ne İnsani Hak ve Özgürlükler Platformu olarak bizler de destek veriyoruz." İfadelerini kullanan Kışlar, Toplumsal yozlaşmanın, ahlaki çöküntünün had safhaya vardığı, aile, namus mefhumu ve manevi değer yargılarının kıymetsizleştirildiği günümüzde, toplumu ayakta tutan maddi ve manevi dinamiklerden olan tesettür, başta olmak üzere, güzel ahlakın yaygınlaştırılması ve manevi değer yargılarımıza sahip çıkılması adına bu tür girişimlerin salt bazı kesimler tarafından değil başta islami STK'lar olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesinin zaruri olduğuna inanıyoruz.

 

Bu konuda siyasi iktidara da, halktan gelen haklı talepleri iletiyoruz ve bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz" Dedi.
 

Buluğa Eren Her Kız Çocuğu İçin Örtünmek Farzdır
Buluğa eren her kız çocuğu için örtünmenin farz olduğunu vurgulayan Kışlar, açıklamaya şöyle devam etti: "Tesettür konusunda da en önemli görev biz Müslüman anne babalara düşüyor. Çocuklarımıza küçük yaşlarda tesettürü sevdirelim. Onlara bunun Allah'ın bir emri ve cennette girmenin anahtarı olduğunu anlatalım. Unutmayalım ki çocuklarımız bizim imtihanımızdır ve Allah'ın bir emanetidir. Onları İslami bir ahlak üzere yetiştirmek çocuğun anne baba üzerindeki en önemli hakkıdır. Unutmayalım ki "Ağaç yaşken eğilir."

 

Toplumun içine düştüğü bu ahlaki çöküntüden kurtulması için özellikle bacılarımızın dikkat etmeleri gereken hususları şu birkaç madde halinde özetleyebiliriz:
1 - Tesettür için seçilen giysi dikkat çekici olmamalı.
2 - Giyilen elbise vücut hatlarını belli etmemeli
3 - Kadının giysisi erkeklerin giysisine benzememeli
4 - Eğitim ve kariyer gibi nedenler öne sürülerek tesettür terk edilmemeli. Unutmayalım ki, zaruret olmadıkça avret sayılan uzvun açılması caiz değildir.
5 - Tesettür İslami kimliğin alametidir. Müslüman kadın dışarıda örtüsüne ve hareketlerine dikkat etmelidir.
6 - Tesettürlü bir bayan makyajdan uzak durmalıdır.
7 - Günlük işlerinde bedenini muhafaza edecek şekilde giyinmelidir. Sünnet-i Seniye'ye uygun yaşam tarzını seçmelidir." 

 Halka ve Hükümete Çağrı
Son olarak halka ve hükümete çağrıda bulunan Kışlar, "Bu eğitim ve öğretim dönemi itibarı ile ilköğretim ve ortaöğretimdeki kız çocuklarımızı ebeveyn olarak tesettürlü bir şekilde okullara gönderelim. Bunun önünde yasal hiçbir engelin bulunmadığını bilelim. Onlarla birlikte okula gidelim ve bu soruna sahip çıkalım. 

 Bir de son olarak hükümet yetkililerine sesleniyoruz: Tesettürün ve inancın önündeki tüm engellerin kaldırılmasını ve bu haklarımızın anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz." dedi. (Mehmet Demir

Editör: Haber Merkezi