Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nin Kürt Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı kurması, ardından da tıp ve eğitim fakültelerinde Kürtçenin seçmeli dil olmasını kararlaştırması, bölgedeki STK'ları heyecanlandırdı. Gecikmiş de olsa atılan adımın önemli olduğunu vurgulayan STK temsilcileri, bu girişimin halk ve devlet bütünleşmesini sağlayacağına dikkat çekiyor. Diyarbakır'daki bazı sivil toplum kuruluşlarının konuyla ilgili görüşleri şöyle:

Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Alaattin Korkutata: Dicle Üniversitesi'nin kararını çok olumlu buluyorum. Bölgedeki sorunların da üzerine gidilerek halledileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla evrensel hukuk prensipleri çerçevesinde yapılabilecek ne varsa yapılmalı ki, bunu suistimal etmek isteyenlere olumsuz manada malzeme bırakılmasın. Halkın kendi dilinde kendini ifade etmesi gibi bir isteği vardı. Anadilinde eğitim görmek isteyenler Türkiye'nin birlik, beraberlik ve bütünlüğü içerisinde kendi anadiliyle eğitim seçme hakkına sahip olmalı. Bu çalışmayı destekliyorum.

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz: Öğretmeninden doktoruna birçok kişinin Kürtlerin yaşadığı bölgelerde kendi dillerinden hizmet vermesi çok hayati bir konu. Tıp ve eğitim fakültelerinde Kürtçenin seçmeli ders olması çok önemli, bazı üniversitelerde seçmeli dersin ötesinde zorunlu bir ders olması gerektiğini de düşünüyorum. Hukuk fakültesinde de bu dersler konulmalı. Kürtçe bilmeyen bir hâkim Türkçe bilmeyen bir vatandaşı dinlediğinde anlamıyorsa tercümanla vatandaşı anlamaya çalışması problem olacaktır. Hak ve adaletin yerine gelmesi açısından da Kürtçe bilmek hayatidir. Bu sadece Kürtçe için değil, Türkiye'de bulunan diğer diller için de yapılması gereken bir çalışma. Türkiye'de öyle ya da böyle anadilde eğitim bir şekilde gerçekleşecek. Anadilde eğitim vermek için ise Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinden mezun olan insanlara ihtiyaç var.

 

Editör: Haber Merkezi