Yıldırım, 2. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi kapsamında TOBB tarafından verilen yemekte yaptığı konuşmada, bu yıl ikincisi düzenlenen zirvenin kısa sürede etkin bir konuma geldiğini, bunun da bölgesel işbirliğinin bugün düne göre daha büyük ihtiyaç haline geldiğini gösterdiğini söyledi.

Batı dünyasında yaşanan küresel mali krizin, dünya ekonomisinin kimyasını değiştirdiğini, refahın bu kadar küçük bir topluluğun elinde olmasının sürdürülebilir olmadığını ifade eden Yıldırım, ''2030'larda artık dünyada söz söyleyecek yeni 65 ülke ön plana çıkıyor. Bu ülkeler bugün gelişme sürecini sürdüren ülkeler. Bunların başında da Türkiye geliyor. Bu, şu anlama geliyor. Bir bakıma dünyadaki refahın bölgesel ve küresel paylaşımında uçurumun bir ölçüde azaltılması, küresel barışın, küresel işbirliğinin,kardeşliğinin geliştirilmesi anlamına geliyor'' diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye'nin bölgesindeki ülkelerin idareleri ile halkları arasında çatışmaların da bu çarpık yapıdan kaynaklandığını söyledi.

Finans dünyasıyla çalışanlar ve üretenler arasında çok büyük uçurum bulunmasının huzursuzluk kaynağı olması gibi, yönetenler ile yönetilenler arasında uçurum bulunmasının da toplumsal huzursuzluk kaynağı oluşturduğuna işaret eden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İki anlamda da dünya kötü bir sınav veriyor. Ama her kriz bir fırsattır. Buradan doğacak fırsat da; daha adil paylaşım, bölgeler arasındaki işbirliklerinin, ortaklıkların geliştirilmesi, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlaması. O bakımdan bu platformu çok önemli buluyorum. Bugün olduğu gibi yakın gelecekte bu tip işbirliklerine çok daha fazla ihtiyacımız olacak. Birbirimizden öğreneceğimiz çok şeyimiz var. Artı değerlerimizi paylaşarak daha da artıracağız. Eksi değerlerimizi, zayıf yanlarımızı kısa sürede daha olumlu şekle dönüştüreceğiz. Türkiye, bulunduğu bölge itibariyle son 9 yılda siyasi iradenin, halk desteğinin verdiği güven ve istikrarla, bu dönüşümün nasıl gerçekleştirilebileceğini en iyi şekilde gösteren ülke olmuştur. Ekonomi ve ticaretindeki istikrarla ve Türkiye'nin bugününü, yarınını planlayamayan ülke olmaktan, önündeki 10-20 yılı planlayabilen, hedefler koyan bir ülke haline gelmesi, bölgemizde yıllarca yönetim sorunları yaşamış ülkelerin halklarına da büyük cesaret veriyor. Bu da bize önemli bir sorumluluk yüklüyor. Türkiye, bu tarihi sorumluluğunun bilincindedir.''
-''İletişim ağı, ülkelerde kötü yönetimleri bile terbiye eder hale geldi''-
Yıldırım, günümüzde gelişmiş ülkelerin, az gelişmiş ülkelerden kaynaklanan sorunlardan kurtulabilmek için çözümü sınırların duvarlarını yükseltmekte bulduklarını, ancak bunun da sürdürülebilir bir çözüm olmadığının ortaya çıktığını söyledi.

Telekomünikasyonda, bilgi ve iletişimde yaşanan baş döndürücü gelişmenin, bugün 6 milyar insanın 2.5 milyarının 7 gün 24 saat birbiriyle haberleşme halinde olduğu bir ortamı doğurduğunu, dünyanın öbür ucunda yaşanan bir olayın burada hemen yankı bulduğunu ve o olaya ait kanaatlerin 10 dakika içinde oluştuğunu anlatan Yıldırım, ''Bu müthiş iletişim ağı, ülkelerde kötü yönetimleri bile terbiye eder hale gelmiştir. Artık güç, top, tüfek, tank değildir. Artık güç bilgidir, bilgiye sahip olmaktır. O bakımdan bu platformun, yeni küresel anlayışın adil paylaşım esasına göre inşa edilmesinde çok önemli katkısı olacaktır'' diye konuştu.
Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Coşkun ile Eş Başkanı Murat Yalçıntaş da Bakan Binali Yıldırım ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'e anı plaketi sundular.

Editör: Haber Merkezi