Ağız kokusunun genellikle ağız, dil, dişler ve mide gibi bölgelerdeki problemlere bağlı olarak ortaya çıktığını ifade edildi.

Ağız kokusunun çözümü için multidisipliner bir yaklaşımın gerekliliğine dikkat çeken uzmanlar, Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Diş Hekimi ve Gastroenteroloji Uzmanı gibi uzmanların değerlendirme yapması gerektiğini belirtti.

Ayrıca, aniden ortaya çıkan ve sürekli olan kötü koku durumlarının mide, karaciğer, gırtlak ve dil kökü gibi çeşitli kanserlerin belirtisi olabileceğine dikkat çekti.

Ağız kokusunun tedavisinde öncelikle kokunun kaynağının bulunması gerektiğini ifade eden uzmanlar, bunun için çeşitli tetkiklerin yapılması gerektiğini belirtti.

Eğer kokunun kaynağı saptanamazsa, kronik sinüzit, bademcik enfeksiyonları, mide problemleri ve diş-diş eti rahatsızlıklarının kontrol edilmesi gerektiğini belirtildi.

Uzmanlar, sağlıklı bireylerde ağız kokusunu önlemek içinse bol su içilmesi, sigara ve alkol kullanımından kaçınılması, düzenli diş fırçalanması, koku veren yiyeceklerden uzak durulması ve uzun süre aç kalınmaması gerektiğini önerdi.

Prof. Dr. Yıldırım, bu önlemlerin yanı sıra, diş fırçasının yumuşak yüzüyle dilin de fırçalanması, reflü yapan yiyeceklerden kaçınılması ve düzenli bir şekilde dişlerin bakımının yapılması gerektiğini de belirtti.

Ağız kokusu veya halitozis, çeşitli nedenlerden dolayı insanların nefesinde hissedilen kötü kokudur. Bu kokular genellikle uçucu sülfit bileşikleri (VSC) olarak adlandırılan hidrojen sülfür (H2S), metil merkaptan (CH3SH) ve dimetilsülfür gibi bileşenlerden kaynaklanır. Ağız kokusu, açlık, böbrek yetmezliği, diyabet, karaciğer, mide, bademcik ve diş rahatsızlıkları gibi çeşitli durumlarla ilişkilendirilebilir.

Ağız kokusu sınıflandırmasında farklı görüşler bulunmaktadır:

1. Dil kaynaklı ağız kokusu: Dil yüzeyindeki bakteri ve protein kalıntıları arasına giren mikropların ve birikintilerin neden olduğu kötü kokudur. Bu durum genellikle ağız hijyeninin yetersizliğiyle ilişkilidir ve dünyadaki ağız kokularının çoğunu oluşturur. Çocuklarda geniz etinin varlığı ağız solunumunu artırabilir ve geniz eti nedeniyle ağız solunumuna bağlı dil tabakasının oluşması da kötü kokuya yol açabilir.

2. Hava yolu kaynaklı ağız kokusu: Larinks, farinks, bademcikler, sinüsler ve hava yolunun iltihabi gazlarıyla ilişkilidir. Alerjik rinit gibi durumlar bu tip ağız kokusuna neden olabilir.

3. Mide kaynaklı ağız kokusu: Mide ile yemek borusunu birleştiren kapağın sızıntısı sonucu ortaya çıkar. Bu durumun en yaygın nedenleri arasında asitli gıdaların tüketimi, obezite ve yanlış beslenme yer alır.

4. Nefes kaynaklı ağız kokusu: Sistemik dolaşıma giren kokulu kan gazlarının akciğer tarafından alınıp nefes yoluyla atılması sonucu oluşur. Bu, ağız kokusundan farklı bir durumdur.

5. Subjektif ağız kokusu: Bireyin ağzının koktuğunu ısrarla belirttiği ancak çevresinden herhangi birinin bu kokuyu hissetmediği durumdur. Bu durumun nörojenik ve psikojenik olmak üzere iki alt tipi bulunur. Nörojenik ağız kokusu, olfaktör sensör uyarılarına rağmen dışarıda kokunun tespit edilememesiyle ilişkilendirilirken, psikojenik ağız kokusu, kimyasal uyarıların olmadığı durumlarda bireyin kokuyu algılamasıyla ilişkilendirilir. Bu durum, ağız kokusu olan bireylerde koku duyusunda azalma ve dış dünyadaki kimyasal uyaranları algılamada zorluk yaşanmasına neden olabilir.

Muhabir: Nurşen Ağar