Âwina’da (Sürgücü) tarihi Yazı Dizisi 3 -

SÜRGÜCÜ AŞİRETİ KİMDİR? TARİHÇESİ 

Aşiretin merkezi “Avina” köyü olup, yöneticileri burada ikamet etmişlerdir. 

Sürgücülerin Mardin’in hâkimiyeti mücadelesinde XVIII. (18) yüzyılın sonlarında yer almaya başladıklarını görüyoruz. Buna rağmen bölgede en fazla vergiyi veren diğer aşiret olan Kikilerle zaman zaman sert tartışmalar yaşadıklarına belgelerden şahit olmaktayız. Adı geçen aşiretler kuvvetle muhtemel hem-hudut olmalarından kaynaklanan bir takım anlaşmazlıklar içerisine düşmüş, zaman zaman barışmalarına rağmen bunun devamlı olmadığı anlaşılmıştır. 

1763 yılında her iki aşiretinde aralarındaki husumetten şikâyetçi olarak, Diyarbekir Valisi Mustafa Paşa’nın tavassutuyla aralarında sulhun devamlı hale gelmesi için bir anlaşmaya vardıkları sicillere yansımıştır. 

Her iki aşirettin ileri gelenlerinin belgede ismi “kanun” olarak geçen yerde “sulh ve ‘akd-i musafât eyledik” diyerek, Amid kadı nâibi es-Seyyid Abdullah’ın hüccetiyle her iki tarafın taahhüdüne göre, iki aşiretten hangisi aradaki sulhu bozarsa devlete (cânib-i mîrîye) 10.000 kuruş “nezr” vermekle mükellef tutulacağına dair bir anlaşma yapmışlardır. Bu anlaşmanın bozulduğuna dair belgelerde yeni bir kayıt mevcut bulunmamaktadır. 

Daha sonraki dönemlerde de küçük bazı anlaşmazlıklar dışında iki aşiret arasındaki sulhun devam ettiğini düşünmek yanlış olmayacaktır. Hatta daha sonraki tarihlere denk gelen 1777 senesindeki Mardin voyvodalığının Hacı Abbas Ağa’ya verilmesi sırasındaki olaylarda Kikilerle-Sürgücülerin ittifak yaptıklarına şahit olmaktayız.

Sürgücü aşiretinin XVIII. yüzyıla nazaran özellikle XIX. yüzyılda etkinliğini arttırdığı ve siyasi mücadelelere girdiği bilinmektedir.

Hazırlayan Veysel Gürhan -

Gazi Üniversitesi Tarih Ana bilimi 

  1. Yüzyılda Mardin şehri doktora tezi 

———————————————

I M G 4799

ABDÜSSELAM EFENDİ’NİN MARDİN SÜRGÜCÜ TARİHİ

Bu kitap 1789-1843 yılları arasında yaşamış olan Abdüsselam bin Ömer el-Mardini tarafından hazırlanmıştır. 

İşte bir kaç bölüm

OSMANLI HAKİMİYETİNDE MARDİN

Silahtar veziri Mustafa Ağa (Miladi 1787) Bir yıl idarecilik yaptı. Bu voyvoda, Serdar Muhammed Ağa ve Hasan Tuti tarafından öldürüldü. Sonra; Üçüncü defa Millizade İsa Bey Mardin idarecisi oldu (Miladi 1787) 6 ay idarecilik yaptı. İkinci defa İbrahim Efendi (Miladi1788) 2 yıl idarecilik yaptı. Dördüncü defa İsa Bey idareci oldu (Miladi 1790). Bu dönemde sultanın emriyle Bağdat Valisi Süleyman Paşa, Milli Timur Ağa’yı ele geçirmek için Mardin’e doğru geldi. 

I M G 4818

Savur Emiri Salih Bey ve Sürgücü aşiretinden Fendi’yi de yanına aldı. Bunun üzerine Mehmet Necib Bey hemen Nusaybin’e giderek durumu Süleyman Paşa’ya bildirdi. Abdürrahim’in isyanına öfkelenen vezir Süleyman paşa, Musul, Kerkük, Kürt ve ova aşiretinden bir çoğunu yanına alıp yola koyuldu. Önce Sürgücü üzerine gitti. Liderlerinden olan Timur’u yanına aldı.

Daşiler aslen Ömeri ovasından, kıtlıktan dolayı Mardin’e gelen Kürtlerdir. Daşi aşiretinin en ünlü boyları Haruni ve Kısikidir. İşte voyvoda bu aşiret mensuplarının katlini istiyordu. Nerelisin? diye sorulduğunda; “Botan Kürtlerinden” diye cevap verirlerdi. Zamanla şehrin birçok yerinde iş bulmaya başladılar.

Onların arasında birçok cesur, güçlü, kuvvetli, mert insanlar vardı. Çarşıda bekçilik yapan birçok aşiret mensubu vardı. Becerilerini göstererek, idarecilerin katında yer almaya başladılar. Şehrin idari işleri onlara danışılarak yapılmaya başlandı. Ardından şehrin birçok ileri gelenini öldürerek yerlerine geçmeye başladılar. Öyle ki, idarecilere yakın olan bir tek onlardı. 

Bu nedenle halk onlardan korkuyordu. Artık her işin iyi veya kötü bir şekilde sonuçlandırılması bunların elindeydi.

I M G 4805

SÜRGÜCÜ AŞİRETİ MARDİN’İ KUŞATMA ALTINI ALDI 

Yine bu sıralarda Sürgücülerle Daşiler arasında çatışmalar başlamış ve Daşilere ait birçok hayvan sürüleri yağmalanmıştı.

BARAVA AŞİRETİ, SÜRGÜCÜ AŞİRETİNE DESTEK ÇIKMIŞ 

Mehmet Sait Ağa bir ara Koçhisar’a gittiğinde bunu fırsat bilen Daşilerin düşmanı Sürgücüler yanlarına aldıkları Behremki ( Barava), Denbeli ve Afes Kürtleri ile şehri kuşatma altına alarak ele geçirdiler. Ramazan ayının son günlerinde meydana gelen bu olayla Mehmet Sait Ağa’nın da direktifiyle şehirde bulunan tüm Daşi aşireti mensupları yerlerini terk ederek Mardin’den çıktılar.

Tabii hemen sonra kaleyi kuşatmaya alan Sürgücüler bir giriş yolu bulamayınca beklemeye koyuldular.

Sürgücüler bunları ganimet bilip mal ve hayvanlarını yanlarına alarak sevinçli bir şekilde Mardin’den -Muharrem ayının son günlerinde- ayrıldılar (Aralık 1816).

Mehmet Sait Ağa tekrar şehirde asayişi sağlayamayacağının getirdiği umutsuzlukla idari makama oturdu ve olayları seyrine bırakmaya başladı. Ardından siyasi bir manevrayla Sürgücü liderlerinden birinin önünde oğlunu sünnet ettirerek kirvelik bağını kurdu. Böylece Sürgücülerle dostluk kuran Mehmet Sait Ağa şehri kontrol altına alarak güvenliği sağladı. Bu sayede Mardin halkı da huzura kavuşmuş oldu. 

Yeni atamanın ardından Tüfekçibaşı Halil Ağa dışında Daşilerin tümü Sürgücülerden korkarak şehri terk edip kaçtılar. Sürgücü lideri Mustafa Şemseddin Ağa, Halil Ağa’yı çıkarmak için şehri bir gün bir gece kuşatma altına alarak Ağustos ayının başlarında çıkarmayı başardı. Ömeryan liderinin emriyle Daşilerin bir kısmı Deyrüzzafaran’a bir kısmı da Belabil köyüne sığınmıştı. Daha sonra Hıdır Ağa tüfekçibaşı oldu.

A W191184 02

17 Ağustos 1819 tarihinde Daşilerin tümü Mardin’den çıkartıldı. Daha sonra aşiretlerin rızasıyla Daşiler tekrar Mardin’e döndü ve Halil Ağa’da tekrar Tüfekçibaşı oldu (24 Ocak 1820). Mardin idarecisi önceki Odabaşı Cozi Ali Ağa’nın oğlu Mehmet Said’i buğday pazarında asarak idam etti (26 Ağustos 1819).

Mehmet Reşit Paşa, Hacı Esat Bey’e şehri teslim etmesi için haber göndererek kolaylıkla Mardin’i ele geçirdi (Şubat 1835). Ancak yine de kuşatma dört ay sürdü.

AHMET AĞANIN BABASI SÜRGÜCÜ’YE YERLEŞMESİ 

Sürgücü aşireti'nin köylerinde 18. Yüzyıllarda  çok sayıda Ermeni ve süryani yaşamaktaydı. Halen sadece Bafava  köyünde süryani aileler yaşamaktadır.Aşiretin sadece Eydo köyü Arapça konuşmakta diğer tüm köyleri kürtçe konuşmaktadır.

Bitlis Civarındaki bir çatışmada Ağanın oğlu Xalit öldürülür. Ağa önce Mardin ovasına(Berriyeye) iner. Arap Aşireti ile çatışınca tekrar dağa çekilir. Sürgücü Mıntıkasına gelir. Bu tarihlerde Awina'da müslüman Kambo ailesi ile Ermeniler yaşamaktaydı.

Ermeniler ağanın köye yerleşmesini kabul etmeyince Ağa Tizyan Köyüne yerleşir. Awina'daki Mala Serweri de Ağa'ya karşı Muro İbni Cewahiri destekler. Bir müddet sonra Müslüman Mala Kambo, Hasan ağaya destek verince, Ağa (Ahmet Ağanın babası) Awinaya yerleşir. Oğullarını ve torunlarını çevre köylere yerleştirerek tam bir hakimiyet kurar.

Zor Mıstefa Ağanın bir savaşta yaralanıp öldüğü söylenmektedir. Tek oğlu olan Şemdin amcası fendi Ağa'nın damadıdır.

Kaynak: Haber merkezi