Orucun İki Boyutu:

Prof. Dr. Öngören, orucun iki boyutu olduğunu vurguluyor: dikey ve yatay. Dikey boyut, kulun Allah ile olan ilişkisini, yatay boyut ise kulun sosyal çevreyle olan ilişkisini temsil ediyor. Oruç tutarken gün boyu aç kalan insan, fakirlerin ve muhtaçların durumunu daha iyi anlıyor.

Şatafatlı Sofralar Empatiyi Engelliyor:

Gün boyu aç kaldıktan sonra şatafatlı bir sofraya oturmak, empati duygusunu engelliyor. Prof. Dr. Öngören, iftar sofralarının sade ve ihtiyaç kadar olması gerektiğini savunuyor. Bu sayede, oruç tutan kişi fakirlerin durumunu daha iyi hissedebiliyor ve ibadetin ruhuna uygun davranabiliyor.

Fakirlere Yardım Duygusu:

Oruç ibadeti, sadece aç kalmak değil, aynı zamanda fakirlere yardım etme duygusunu da geliştirmeyi amaçlıyor. Prof. Dr. Öngören, iftar sofralarında bu duygunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyor.

Gazze'deki Kardeşlerimiz:

Gazze'de yaşanan insani dramı göz ardı etmeden mükellef sofralarda iftar açmak doğru değil. Prof. Dr. Öngören, oruç tutanların Gazze'deki aç kardeşlerini düşünmesi ve onlara yardım elini uzatması gerektiğini vurguluyor.

Kaynak: (İLKHA)