Uzman Klinik Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, kişilik bölünmesi teşhisi ve tedavisi konusundaki önemli noktaları paylaştı.

Halk arasında çoklu kişilik bozukluğu olarak bilinen dissosiyatif kimlik bozukluğunun, ender rastlanan bir ruhsal bozukluk olduğunu belirten Arslan, "Bu bozukluğa sahip kişilerde, birden fazla kişilik ya da 'alter' olarak adlandırılan, farklı benlik algıları ve kimlikler bulunur. Her bir alterin kendine özgü anıları, yaşı, inançları, dış görünümü, konuşma tarzı, tercihleri, isimleri ve davranışları olabilir," dedi.

Arslan, "Dissosiye olmayı bir bütünün parçalanması olarak düşünebiliriz. Psikolojik anlamda bu parçalanmayı bilinç, algı, duyum, bellek, kimlik ve bedensel ayrışma olarak tanımlayabiliriz. Bu ruhsal parçalanma karşısında, kişi ruhsal bütünlüğünü sağlama çabasına girebilir. Dissosiyatif kimlik bozukluğunda bu bütünlüğün farklı kimlikler yardımıyla sağlandığını düşünebiliriz," ifadelerini kullandı.

Uzman Klinik Psikolog Arslan, "Alter kimlikler iki veya daha fazla olabilir. Bu farklı kimliklerin birbirini tanımaması ve alterler arasındaki değişimin ani olması dissosiyatif kimlik bozukluğunun belirgin özelliklerindendir. Genellikle dışarıdan bakıldığında şımarıklık ya da bilerek yapıyor gibi görünen bu kişilikler, aslında kişi için oldukça gerçektir. Bu gerçeklik ayrı bir kişilik ya da kişiliğin bir uzantısı olarak kişi tarafından algılanmaktadır," diye ekledi.

Belirtileri

Arslan, hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:

"Kimlik ve hafıza bozuklukları: Kişi, kimliğinin bir kısmını veya tamamını unutma veya farklı bir kimlik yaşıyormuş gibi hissetme yaşayabilir.

Bilinçli kontrolün kaybı: Alterler arasında ani ve istemsiz geçişler yaşanabilir.

Geri dönüşler: Kişi, geçmişte yaşadığı travmatik olayları tekrar yaşıyormuş gibi hissedebilir.

Depersonalizasyon ve derealizasyon: Kişi, kendi bedeninden veya çevresinden kopmuş gibi hissedebilir. Kendi bedenine ya da çevresine karşı yabancılaşabilir.

Farklı sesler veya görseller duyma: Kişi, alterlerin seslerini duyduğunu veya onları gördüğünü hissedebilir.

Depresyon ya da anksiyete: İntihar düşünceleri, uyku bozuklukları, kaygı, baş ağrıları ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler eşlik edebilir."

Arslan, hastalığın nedenlerini anlatırken, "Dissosiyatif kimlik bozukluğunun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, çocukluk döneminde yaşanan şiddetli ve tekrarlayan travmalar bozukluğun gelişmesinde önemli bir risk faktörüdür. Bu travmalar, dissosiyasyona neden olarak farklı kişiliklerin oluşmasına yol açabilir. Ayrıca bozukluğun oluşumunda genetik faktörler de literatürde belirtilmektedir," diye konuştu.

Arslan, hastalığın tedavisi hakkında, "Belirtiler ilk seanslarda örtük olabilir. Dissosiyasyonun neden olduğu ikincil belirtiler ilk olarak fark edilebilir. Örneğin, öfke kontrolünde güçlük, ilişki problemleri ya da çocuksu tavırlar bu belirtilere örnek verilebilir. Kişiler genellikle bu sebeplerle terapiye başvururlar. Dissosiyatif kimlik bozukluğunda psikoterapi oldukça önemlidir. Psikoterapist, travmatik anıların işlenmesine, alterler arasındaki iletişimi ve iş birliğini geliştirmeye ve sağlıklı başa çıkma mekanizmaları oluşturmaya yardımcı olur. Ayrıca gerekli görülen durumlarda aile bireylerine yönelik psikoeğitim verilebilir. Bazı durumlarda ilaç tedavisi de destekleyici olarak kullanılabilir," diye ekledi.

Kaynak: İLKHA