42 yılını devlette,2 yılını da özel sektörde olmak üzere 44 yıl süre ile eğitim sektöründe görev yaptıktan sonra emekli oldum.Elimden geldikçer eğitime karınca kararınca katkı vermeye çalıştım.Hatta şu an gerekir se meccanen (Yani Ücretsiz) öğretmen ve idarecilere her türlü rehberlik ve danışmanlık yapmaya da hazırım.

           Ancak;bazen düşünüyorum da şu şimdiki eğitim sistemine göre resmi olarak tarafıma görev verilse kaç gün dayana bilirim? Bütün öğretmenlerden özür dileyerek şu an ki eğitim sistemine uygun profil sergileyen (özellikle kılık kıyafet) kaç öğretmeni derse alırdım? Çıkarılan kılık kıyafet yönetmeliği doğrultusunda öğretmenlerin veli ve öğrenci gözündeki değersizliğinden kaynaklanan veli ve öğrenci kaprislerine ne kadar  dayanabilirim ? Bir an önce örf ve adetlere uygun giyinen takım elbiseli,traşlı ve dış görünüşü ile saygı uyandıran bay ve bayan öğretmenlerimizi bir an önce sınıflarda görmeyi hayal ediyorum.

I M G 2541

         Ezbere dayalı eğitim sistemine göre yetişrdiğimiz ve gereksiz bilgilerle beyni gereksiz bilgilerle doldurulmuş öğrencilerimizin günlük yaşamımızdaki durumunu özetleyen bir anketi sosyal medyada izledim.Mutlaka çok kişiler bu anketi duymuş veya okumuştur. Şöyleki; (X) devletinde 100 kişi ile yapılan bir sokak röportajında ‘’Kana kırmızı rengini  ne verir?’’ sorusuna , 100 kişiden 98 i ALYUVARLAR, 2 si ise başka cevap vermiştir.Aynı röportaj bizde de uygulanmış ve alınan cevaplar: 100 kişiden 40 ı VİŞNE,30 u DOMATES, 20 si KARPUZ, 3 kişi ise ALYUVARLAR demiştir. Bu yüzden  eğitim sistemimizin bir an önce değişmesi ve ezbere dayalı sistemden, araştıran, inceleyen, sorgulayan ve neyi nerede bulabileceğini araştıran bir sisteme geçmek gerekir.Yoksa o 3 kişİ de ülkeyi terk edecektir. İŞTE BEYİN GÖÇÜ….

        Son olarak bir bilgi notu ve önümüzdeki büyük bir tehlikeyi paylaşmak istiyorum; Gelişmiş ülkelerde çocuk ve öğrencilerin akıllı telefon,tablet ve bilgisayarlarla tanışma yaşı 15 ve üzeri iken bizde ise henüz 1 yaşına basmamış bebeklere zorla mama vermek için ebeveynlerin telefon veya tableti bebeğin eline verip,çaktırmadan mamayı bebeğin ağzına boca etmektedir. Hatta bu alışkanlıktan ötürü bebeğin elinden telefon veya tableti almak mümkün olmamaktadır.

      44 yıllık bir eğitimci olarak şunu önemle belirtmek istiyorum. TEKNOLOJİK BAĞIMLILIK, MADDE BAĞIMLILIĞI ile eş değerde olduğunu üzülerek belirtmek zorundayım.Haydi hayırlısı…..

                                                                                                                    Osman GÜLSEVEN

                                                                                                       Eğitimci Yazar-Emekli Öğretmen

Kaynak: Haber Merkezi