10 bin nüfuslu bir ilçeden aşırı göç nedeniyle neredeyse 130 bine çıkan ilçemizin değer ve kültürünün kaybını çok görmemek lazım.
Şöyle ki,şu an Bismil’deki KULP’lu kardeşlerimizin sayısı,Kulp ilçesinden,SASON’lu kardeşlerimizin sayısı Sason İlçesinden ve SAVUR’lu kardeşlerimizin sayısı ise Savur İlçesi nüfusunda fazla olduğunu iddia etmek çok abartılı olmasa gerek.Diğer yakın ilçelerden gelen kardeşlerimizi ise hesaba katmadık.
Düşünenlerin Düşünceleri
Bu tespitten sonra Bismil üst yapı kimliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını ve buna paralel olarak 40 lı 50 li ve 60 lı yılların değerlerini ve kültürünün yaşatılmasını beklemek mümkün olmamaktadır. Mesela;
1-Belirttiğim yıllarda hiçbir evin avlu duvarı yoktu, sınırlar gül ve yaz kış yeşil duran bir çeşit çalılarla belirtilirdi.
2-Bahçeler her çeşit kokulu bitki, çiçek ve güllerle donatılmakta (hele Hanım Eli kokusu….) ,her çeşit meyve ve sebzeler yetiştirilmekte,ihtiyaç fazlası meyve ve sebzeler komşulara dağıtılırdı.(Ama her nedense hazır meyve ve sebzeleri dallarından aşırmak bize çok daha lezzetli gelmekteydi.)
3-Hiç kimse tanıdık olup, olmadığına bakmaksızın karşılaştığı herkese selam verir ve dini bayramlarda tüm evler ziyaret edilirdi.Şimdi ise selam alma ve selam verme yoksunu olduk.
4-Şimdiki kahvehanelerin adı KIRAATHANE olup, her kıraathanede günlük gazete ve kitaplar bulunurdu.
5-Her yıl hasat sonunda günler süren eğlenceler ve panayırlar düzenlenir, at koşuları ve sirkler kurulurdu.(Acaba bu yerel yöneticilerimize bir ışık olamaz mı?)
6- Mani okuyanlar için kıraathanelerde ‘’Güzel Mani Okuma Yarışmaları’’ düzenlenirdi. Hatta bazı manileri şu an dinlediğimde bende farklı duygular uyandırmaktadır. Mesela, ‘’Bismil’le Hıncık (tezekli veya Aralık köyünün diğer adı.) arası, Korukçunun Minarası ‘’ Şimdi düşünmeden geçemiyorum. Bismil’de ilk minare 1970 yıllarda yapılmasına rağmen Korukçu köyünde minare olmamasına rağmen neden korukçunun minaresinden bahsedilmektedir.Malumdur ki,bizim bu yörede uzun boylu birine veya yüksek yapılara ‘’Maşaallah boyu bir minare kadardır ‘’,dememiz aklımıza Korukçu köyünde böyle tarihi ve yüksek bir yapının bulunabileceğini hatırlatmaz mı? Duyarlı Merkezi ve Yerel Yöneticilerimize ve İlgilenenlere…… Haydi Hayırlısı…
Osman GÜLSEVEN
Araştırmacı ve Eğitimci Yazar
Emekli Öğretmen
