Diyarbakır-Bitlis tren hattının ilk seferi, 1940 yılında yapılmıştır. Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde düzenlenen törenle ilk tren coşkuyla karşılanmıştı. Dönemin kaymakam ve Belediye Başkanı, tren geçişi için büyük hazırlık yapmışlardı.
Bismil'de büyük bir tören yapıldı! Bismil halkı, tören alanını doldurdu
Dönemin gazetelerinde yayımlanan haberlere göre; Bismil’de evlerde sadece yürümede zorluk çeken yaşlılar kalmış; ilçe halkı, açılış törenine katılmak için toplanmıştı.
Halk büyük tezahürat yapmış, Diyarbakir valisi, askeri kumandanı ile daire amirleri Bismil’e gelmişlerdi.
Tren, Bismil istasyonuna geldiğinde mektep talebeleri istiklal marşı okumaya başladılar. Diyarbakir valisi Feyzi Güler, Bismil Kaymakamı ve Belediye reisi Rıfat Akdemir de tören alanındaydı.
Tören alanında nutuklar atıldı. Açılış konuşmalarından sonra Vali, kurdeleyi kesti ve ilk tren, alkışlar arasında Bismil istasyonuna girdi.
Tören merasiminden sonra Bismil hükümet konağında misafirler şerefine büyük bir yemek ziyafeti verildi.
Bismil, henüz 4 yıllık ilçe...
1936'da ilçe olan Bismil’in o dönemde 3 mahallesi vardı. Bismil, ilçe olalı daha 4 yıl olmuştu. Bismil’e yerleşen vatandaşlara, devlet tarafından taksitle arazi ve arsa veriliyordu.
1940’lı yıllar...
2. dünya savaşı başlamıştı. Halk, aç ve zaruret içindeydi. Millet buğday dahi bulamıyordu. Arpa unu ile ekmek yapılıyordu.
Kışın soğuklar nedeniyle köylerde yaşayanların, ahırlarda hayvanların bitişiğinde yapılan topraktan yapılmış yüksek yerlerde geceyi geçirdikleri rivayet edilir.
Bismil'in merkez nufüsü 779 kişiden ibaretti
Bismil’in o yıllarda merkez nufüsü 779 kişiden ibaretti. Halk, fakirlikten kıvranıyordu.
Bismil'in nahiye ve köylerinde durum
Bismil’in 2 nahiyesi vardı: Yukarı salat ve Tepe Nahiyesi.
Tepe Nahiyesi'nde Muhammed oğlu Ahmet ağa muhtardı. (Ahmedê Meheme).
Küçük bir nahiye olan Tepe Nahiye'si sadece Aşağı Mahalleden ibaretti.
Tepe jandarma karakolu, aşağı mahallede şimdiki Tepe Dicle ilköğretim okulunun yan tarafındaki arsasındaydı.
Kur'an-ı Kerim öğrenilmesine izin verilmiyordu!
Nahiye müdürünün aşağı mahallede bulunan camide kimsenin Kur'an-ı Kerim dersi öğrenmesine izin vermediği rivayet edilir.
Yetişkinler ve çocuklar, ahırlarda gizlice Kuranı Kerim’i öğreniyorlardı. Ezanlar Kur'an-ı Kerîm dilinde değil, Türkçe okunması için baskı yapılıyordu.
Şimdi hala hayatta olan yaşlıların “gizlice Kur'an-ı Kerim öğreniyorlar” bahanesiyle karakolda çok dayak yedikleri rivayet edilir…