Ancak başta ne devlet ve ne de köylüler vurulanın Şeyh Abdurrahim olduğunu bilinmiyordu. Onun düştüğü yerde arkadaşlarının açtığı ateş sonucu, Aşağı Salat köyü muhtarı Yusifê Rehîma da süvarisi olduğu atıyla birlikte öldürüldü. 

 CEMİLi SEYDA NASIL ETKİSİZ HALE GETİRDİ. 

 Cemil Seyda’nın da Mîrqulya köyü 3 km yukarısında ağır olarak yaralandığı için dere kenarında sakladı. 

Şeyh Cemili Seyda yaralı olarak Perîşan köyüne yakın bir yerde, su göletinin yanıbaşındaki yeşillikler ve çalılıklar arasında saklanmayı başardı. 

Mîrqulya köyünden Şeyh Salih’in anlatığına göre; “Cemil Seyda, yaralı olarak çalılıklar arasında kendini saklamıştı. Köy çobanı onu görür yemek verir.  çobanla konuşur, kendisine yardım etmesi için ikna eder, ondan yiyecek ve aynı zamanda yarasının iyileşmesine için ilaçlı ot bez getirmesini ister. Çoban da bunu kabul eder ve üç gün boyunca ona hem yiyecek hem de ilaç mahiyetinde istediği bir kısım ot ve bezler getirir. 

Üç gün sonra bazı köylüler, çobanın hareketlerinde anlar ve gidip şikâyet ediyorlar; diyorlar ki çoban göle yakın bir yerdeki yaralı mahkûma yemek götürüyor. Bu şikâyet üzerine, yine asker bölgeye operasyon düğmeye basar.

 Cemil seyda bulunduğu mevkide askerlerin geldiğini görünce, bulunduğu yerden çıkıp kuru buğday tarlası içerisine girerek, eli metre içerde yere yatarak kendini korumak istiyordu. Bunu gören askeri komutan hiç tereddüt etmeden askerin buğday tarlasını ateşe vermesini emretti. 

Buğday tarlasını ateşe vermeye giden asker atından inip buğday tarlasını ateşe vereceği an, yaklaşık 50 metre ileride buğday içerisinde saklanmış olan Cemil ayağa kalkıp askeri bulunduğu noktada vurdu, hızlı bir şekilde koşarak silahı ile atını alıp çatışma ortamından uzaklaşmak için dörtnalla sürüp kuzeye doğru kaçar. 

Etrafta mevzilenen askerler, sağdan soldan yağmur gibi kurşun yağdırmalarına rağmen yara almadan askerin mevzilendiği yerden çıkıp yukarı doğru uzaklaşıp gider. 

Ancak 3-4 km ilerde yolun iki tarafındaki yüksek tepeler üstünde iki makineli tüfekle mevzilenen  bir gurup askerden haberi yoktu. Cemil seyda, pusu kuran makineli tüfeklerle donanmış askerlerin mevzisine girer girmez her iki taraftan da açılan ateş arasında kaldı ve o da orada ruhunu teslim etti.

I M G 2252

ŞEYH ABDURRAHİM GRUBUNDA KAÇ KİŞİ VARDI. 

Yerel tanıklardan Mîrqulya köyünden Şeyh Salih’in anlatımına göre;

Yola çıkan 17 kişi Bismil bölgesine vardıklarında yapılan ihbar sonucu, pusuya düşürüldü.

Ömere Koperi (Gırı Dımsı) sonradan Diyarbakır'da bir Otelde polislere birini ihbar eder. Polisler otele baskın düzenler, Kaçak olan kişi polislerle birlikte Ömeri Koperi görür, O anda ihbar edenin Ömere Koperi olduğunu anlar ve polislerin yanında Ömeri Koperi'yi vurur, ve polislere teslim olur.
 

Yusive Rehime de olay yerinde öldürülüyor.

Şeyh Abdurrahim ve 16 silahlı arkadaşların isimleri :

1 -Şêx Abdurrahim (Şeyh Saîd Efendî’nin küçük kardeşi)

2 -Hesen Axa yê Palo

3 -Silvan lı Şêx Mîzbah ( Şêx Fahri’nin amcası oğlu)

4 -Cemîlê Seyda (Lice)

5 -Halitê Şerîf (Lice)

6 -Abdulsemed (Lice Têleti köyünden

7 -Mehemedê Xatê (Lice)

8 -Hecî Teyib (Lice)

9 -Yuzbaşî Huseyin (Mardin)

10 -Savur Yuzbaşî Alî (Mardin)

11 -Yuzbaşî Mistefa (Mardin)

12 -Silheddîn (Seyidxanê Kerr’i oğlu Muş’lu )

13 -Muşlu Hîlmî Beg

14 -Silêmanê Selîkê Barî 

15 -Yüzbaşı Mustafa (Nusaybin)

16 -Yüzbaşî Ziya (Balıkesir)

17-Mardin Bakustan köyü Serreş.”

Birçok olayda görüldüğü gibi, bu olayı da kılam şeklinde dile getirip kayda geçiren dengbêj Kanireşli (Karlıovalı)  Sıdık’ın aktarımına göre,

Mahmud Yeşil’de, Feyzi Bilgin’in verdiği isim listesine pek yakın bir liste sunarak Şeyh Abdurrahim de dahil gurupta toplan 17 kişinin olduğunu yazar.

İhbarcı, Yüzbaşı Ziya’nın söylediklerine dayandırarak gurupta yer alan bazı şahısların bazı isimleri oda sıralıyor. 

Devamı 7.cı yazı dizisinde 

Kaynak: Haber Merkezi