S&P Global Ratings raporunda, Türkiye'nin parasal ve kredi sıkılaştırma tedbirlerini devam ettirmesi halinde, ekonomik dengesizliklerin çözülebileceği ve Türkiye bankaları için risklerin azalabileceği belirtildi.

S&P raporunda Türkiye'de nominal kredi büyümesinin 2024 yılında yaklaşık olarak yüzde 40'a gerileyeceği tahmin edilirken, 2023 yılında yüzde 4.1 olan cari açığın 2024-2025 yıllarında GSYH'nin yüzde 2'sinin altına düşeceği öngörüldü.

S&P raporunda şu başlıklar öne çıktı:

İÇ TALEP KISITLANABİLİR


Para, maliye ve gelir politikaları arasındaki daha iyi uyumla birlikte uzun bir süre boyunca parasal sıkılaştırma politikalarının ekonominin kademeli olarak yeniden dengelemesine yardımcı olması bekleniyor.

TCMB Haziran 2023'ten bu yana kredi koşullarını sıkılaştırmak için bir dizi önlem almıştır. Bizim görüşümüze göre, kredi koşullarının daha da sıkılaştırılması ve enflasyonu kontrol altına alacak politikaların uygulanması (örneğin, daha az cömert ücret anlaşmaları) ile iç talebin gelecekte kısıtlanması muhtemeldir.

Nominal kredi büyümesinin 2024'te yaklaşık yüzde 40'a düşeceğini tahmin ediyoruz, ki bu da reel olarak bir daralmaya işaret ediyor.

Enflasyonun düşürülmesindeki başarı, Türkiye'nin cari açığını azaltacak ve TCMB'nin kullanılabilir döviz rezervlerini kademeli olarak yeniden oluşturmasına yardımcı olacaktır. Cari açığın 2023 yılındaki yüzde 4.1 seviyesinden 2024-2025 yıllarında GSYH'nin yüzde 2'sinin altına düşeceğini tahmin ediyoruz.

Ancak, enflasyonun düşürülmesi zaman alacaktır. Türkiye'de enflasyonun 2025 yılına kadar kademeli olarak yüzde 27.3'e düşmeden önce, 2024 yılında ortalama olarak yüzde 55.8 ile yüksek seyredeceğini öngörüyoruz, 2023 yılındaki yüzde 53.9'a kıyasla.

Yetkililerin yüksek enflasyonu azaltma çabaları, ekonomik risk eğiliminin olumlu yönde değişmesine yol açıyor. Ana senaryomuzda, artan portföy girişleri ve azalan cari işlemler açığıyla birlikte ekonomik dengesizliklerin çözülmesini, kredi talebinin düşmesini, gayrimenkul fiyatlarının ılımlı hale gelmesini ve ekonominin yavaşlamasını bekliyoruz. Sonuç olarak, Türk bankalarının yüksek ancak yönetilebilir kredi zararlarıyla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyoruz.

Editör: Basri Akaydın