Mîr Bedirxan-Bedirhan Bey, merkezi Cizira Botan (Cizre) olan eski Botan Beyliği’nin son beyidir. Doğum tarihiyle ilgili farklı görüşler vardır.

Bazı kaynaklarda Bedirhan Bey’in 1802’de doğduğu yolunda bilgiler varken Malmîsanij, Bedirhan Bey’in oğlu Abdurrahman’ın verdiği bilgilere dayanarak 1806’da doğduğunu söyler.

Tarihçiler, Mîr Bedirxan-Bedirhan Bey’in doğum yeri konusunda hemfikirdirler: Doğum yerinin Cizre olduğu kesindir.

Azizan adıyla bilinen, tarihte Botan bölgesinde hep yöneten kişilerin mensup olduğu soydan gelen Bedirhan Bey’in soy kütüğü şu şekildedir:

Bedirhan Bey’in soy kütüğü şu şekildedir:

“Emir Şeref Han I, Emir Muhammed Han, Emir Şeref Han II, Mansur Han, İsmail Han, Mustafa Han, Abdullah Han, Emir Bedirhan

Bedirhan Bey’in de mensup olduğu ailenin soyunun Selahaddin-i Eyyubi ile birleştiğini iddia edenler de vardır. Bunun yanında, birçok kaynakta bu soyun Halid Bin Velid ile birleştiğine ilişkin bilgiler bulunmaktadır.

Buna karşılık bu ailenin soyunun -Kürtçe yazılan ilk Kürt tarihi olmasıyla bilinen- Şerefname’nin yazarı I. Şerefhan’a dayandığına dair iddialar diğerlerine nazaran daha kabule yakın görünüyor.

Bedirhan Bey’in Cizre Emiri olan babası Abdullah Han öldüğünde, Bedirhan’ın ağabeyi Salih Bey hâkimiyeti devraldı. Salih Bey, dine fazla bağlı bir kişiliğe sahip olduğundan, dünya işlerinden elini eteğini çekmişti. Çok geçmeden görevinin kendisine uygun olmadığını anladı ve genç kardeşi Bedirhan’ı çağırarak emirliği ona teslim etti.

Bedirhan Bey’le ilgili muğlaklıklar sadece doğum tarihi ve soy kütüğüyle sınırlı değildir. Bedirhan Bey’in emir olma, bir başka deyişle “tahta çıkma” tarihiyle ilgili de kaynaklarda değişik bilgiler mevcuttur.

Bedirhan Bey, henüz genç yaşta “Kürdistan Beyi” olur

Botan Emirliği

Bedirhan Bey'in babası Abdullah Bey vefat ettikten sonra emirliğin başına amcaoğlu Emir Seyfeddin Bey geçmiştir. Kendi hâlinde ve maneviyat ile ilgili olan Seyfeddin Bey döneminde Emirliğin idaresi bozulmuş ve Botan Emirliği içerisinde yer alan aşiretler kontrolden çıkmışlardır.

Bedirhan Bey, bu idari bozulmadan rahatsız olduğu kadar bu olumsuz olaylara sessiz kalmamış, zaman zaman yönetime müdahale etmiştir. Seyfeddin Bey, kendi isteği ile Emirlik mevkiinden çekilerek yönetimi Bedirhan Bey’in küçük kardeşi olan Salih Bey’e devretmiştir. Salih Bey’in kendisi de ibadetle meşgul ve sofu meşrep bir zat olduğundan ötürü idari bozulmalara ve Botan Emirliğindeki otorite boşluğuna çözüm olamamıştır.

Salih Bey, emirliği kardeşi Bedirhan Bey’e bırakmıştır

Salih Bey, o vakitlerde Nakşîbendî tarikatına girmiş olduğundan dolayı inzivaya çekilmeyi uygun görmüş, Emirliği kardeşi Bedirhan Bey’e bırakmıştır.

Bedirhan Bey, Botan Emir'i olduğu vakit henüz 19 yaşındaydı. Kendisi Botan Emir'i olduğu vakit, Osmanlı İmparatorluğunun idari anlamda birçok değişikliğe gittiği II. Mahmut Dönemine denk gelmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu bu dönemde bölgesel yönetimler'in yetkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yapmış ve Merkezi bir yönetim anlayışına bağlı idari düzenlemeler gerçekleştirmiştir. Bundan ötürü birçok bölgede yer alan yarı özerk yapıdaki bölgesel yönetimlerde isyanlar görülmüştür. Bedirhan Bey, Osmanlı İmparatorluğu ile Kürt feodal beyleri arasında yaşanacak olan mücadelelerin çok önemli olduğu bir dönemin başlangıcına denk gelmiştir.

 Zira bu dönem, yarı özerk Kürt Beylerinin ortadan kaldırılması ile neticelenen reformların yapılacağı dönemdi. Bedirhan Bey, iktidarının ilk dönemlerinde çevresinde gelişmekte olan olayların gidişatını değiştirecek kadar güçlü bir iktidara sahip değildi.

Bazı kaynaklar Bedirhan Bey’in 1821’de, on sekiz yaşında iken, bazıları ise 1835’te hâkimiyeti ele geçirdiğini yazmaktadır. Kesin olan bir şey varsa o da, Bedirhan Bey’in genç yaşta Kürdistan beyi olduğudur.

Bedirhan Bey, ilk zamanlarında Cizre’nin soylu hükümdarı Emir Seyfeddin Şir adına hüküm sürdü. Bu dönemde yazışmalarında Emir Seyfeddin Şir’in mührünü kullandı.

Bedirhan Bey, Emirliğin başına geçtiği ilk zaman diliminde yaptığı icraatlar önceki Emirlerin döneminde bozulmuş olan idari yapıyı düzeltmeye yönelik reform ve çalışmalar üzerine olmuştur.

Zaman içerisinde iktidarını güçlendiren Bedirhan Bey, Cizre bölgesini otoriter olarak yönetmeye başlamış ve ilk icraat olarak Botan Bölgesinde dağılmış, asi ve başıboş aşiretleri kendi bünyesi altında birleştirmek olmuştur.

Askeri işlere Tahir Ağayı (Tahirê Memo) atamıştır

 Bu süreçte Bedirhan Bey, idari anlamda bir takım atamalar yapmış ve idari anlamda düzenlemeler gerçekleştirmiştir. Bedirhan Bey, Botan Emirliği içerisinde Şeyhülislamlığa Abdülkuddüs Beyi, askeri işlere Tahir Ağayı (Tahirê Memo), Süvari kumandanlığına Hamit Ağayı, Hazine ve iç işlerine de Efendi ağayı tayin etmiştir.

 Bedirhan Bey, Emirliğinin ilk yıllarından bölgedeki hırsız ve soyguncular üzerine baskı kurmuş ve katı cezalar ile cezalandırarak Botan bölgesinde huzur ve sükûneti sağlamıştır. Yabancı gezginler öbür ülkelerde ve bölgelerde görmedikleri huzur ve güveni Bedirhan Bey'in Botan bölgesinde gördüklerini ifade etmişlerdir.

Rais ve Bres adındaki Amerikalı misyonerler

 1836 Haziranında Bedirhan Bey’i ziyaret eden Rais ve Bres adındaki Amerikalı misyonerler, hiçbir zanlının Bey’in elinden kurtulamayacağını belirtmiş ve ülkenin birçok bölgesinde görülen hırsızlık, rüşvet gibi olaylara bu yörelerde rastlanmadığı, yakalanan hırsız ve soyguncuların ellerinin hemen kesildiği, böylece Botan Emirliği’nin en geri bölgesinde bile huzurun sağlandığı kendileri tarafından ayrıca dile getirilmiştir.

Bedirhan Bey, kısa bir süre içerisinde hırsızlığın ve yağmanın önüne geçerek bölgede huzuru sağlamış ve vergi toplama işlerini düzene koymayı başarmıştır. Bu durum Bedirhan Bey ile halk arasındaki ilişkiyi olumlu etkilemiş ve halk arasında saygınlık kazanmasını sağlamıştır. 1842-1845 yılları arasında bölgeyi dolaşan Rus araştırmacı V.Dittel, yollarda sık sık Bedirhan Bey'in bölgesine gitmek için yola koyulmuş göçmen kafilelerine rastladığından bahseder ve bu yolculuğuna ilişkin notlarında şu ifadeleri yazar;

"Onun dağıtmak için yasaları ve koşulları var. Ama huzur ve güvenlik bu koşulların bütün elverişsizliğine tercih ediliyor"

V. Dittel, daha sonra Bedirhan Bey'in koyduğu yasalardan ve askeri yönetimden bahsederek Botan bölgesi içerisinde insanların korku duymadan yalnız yolculuk yapabildiğini ifade etmiş ve notlarının devamında şunları aktarmıştır;

“Kürdistan’da soygun, yol kesme ve adam öldürmenin olmadığı yer yoktur. Ama buralarda asayiş böylesine sağlanmıştı.”

1845 yılında Botan bölgesini gezen Fransız konsolosluk memuru ise Bedirhan Bey'in emirliği ile Osmanlı İmparatorluğu denetimindeki öbür bölgeler arasındaki farka şu şekilde dikkat çekmektedir;

"Diyarbakır’dan Fırat’a inen yaklaşık 50 millik mesafede ülkenin farklılığı hemen göze çarpıyor. Tarım daha bakımlı, köyler daha iyi kurulmuş ve bolluk izlenimi veriyor. Burası Bedirhan’ın bölgesidir. O, Bâbıâli’ye 250 bin kuruş vergi ödüyor. Emirliği iyi yönetiyor, sert ama adil bir bey. Aynı şekilde ülkede tam bir güven ortamı var. Türk otoritesi altındaki diğer eyaletlerde rastlanamayacak bir refah görüntüsü var. Hatta bu sebeple göçmenler Bedirhan Bey’in toprağına yerleştiler ve onun askeri oldular. Ama her isteyen onun toprağına yerleşemez ve Bedirhan’ın Kürdü, adını taşıyamaz. Birinci koşul, her yeni gelen kişi at, silah, kılıç ve tüfek sahibi olmalı, kısaca iyi silahlanmalı ve gerekli durumda Bedirhan Bey’in ordusuyla birlikte düşmana karşı savaşmalıdır”

YAZI DİZİSİ DEVEM EDECEK

Kaynak: Haber Merkezi