DİYARBAKIR- Mazlum Der ve Özgür Der 28 Şubat süreci hakkında suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Mazlum Der Şubesi adına Şube Başkanı Av. Abdurrahim Ay, Özgür Der Şubesi adına da Şube Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz saat 11.00 Diyarbakır Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak 28 Şubat sürecinde aktif rol alanlar hakkında suç duyurusunda bulunarak suç duyurusu dilekçesini Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda, "Hukuka aykırı bir şekilde kişisel verileri kayıt altına alma, eğitim hakkını engelleme, haksız olarak yakalama ve tutuklanmalara sebep olacak ortamı hazırlama, Cebir ve tehdit kullanarak hükümetin görevlerini yapmasını engelleme ve hükümeti ortadan kaldırma"ya çalıştıkları gerekçesiyle, İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Kuvvet Komutanları ve dönemin bürokratlarının yargılanmaları istendi.

DARBE SUÇLULARI YARGILANMALI
Suç duyurusu dilekçesini vermeden önce, adliye önünde kısa bir açıklama yapan Özgür Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz, Milat gazetesinde son bir hafta deşifre edilen kirli belgelere dikkat çekerek, bu kirliliklere bulaşmış dönemin aktörlerinin yargılanmaları ve cezalandırılmaları gereği üzerinde durdu. Diyarbakır Mazlum Der Şubesi Başkanı Abdurrahim Ay' da yaptığı kısa açıklamada, 28 Şubat sürecinde yaşananları suç olarak gördüklerini; binlerce insanın mağduriyetine sebep olan bu darbenin faillerinin yargılanması amacıyla suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.

Suç duyurusu dilekçesinde şu ifadelere yer verildi: "28 Şubat darbesi, 8 Temmuz 1996 tarihinde kurulan 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısı öncesinde uygulamaya konulan yasa dışı birçok uygulama ve 28 Şubat 1997 tarihli toplantıda alınan kararlar neticesinde 18 Haziran 1997 tarihinde cebir ve baskı kullanılmasıyla istifa ettirilmeye zorlanması ile neticelenen bir süreçtir. Bu postmodern darbe neticesinde binlerce, özellikle başörtülü insanın eğitim hakkı engellenmiş, birçok sivil toplum kuruluşunun mallarına el konulmuş, insanların kılık kıyafetleri, siyasal düşünceleri ve inançları nedeniyle kamu kuruluşlarından atılmasına karar verilmiştir. Yine bu süreçte kopartılan irtica yaygarası ile de yaklaşık olarak 7400 masum insan haksız olarak gözaltına alınmıştır"

SİYASETE MÜDAHALE EDİLMİŞTİR
Dava dilekçesinde ayrıca, ordunun siyasete müdahalesi başlı başına bir suçtur denilerek şu ifadeler kaydedildi: " Ordu o dönemde sadece siyasete değil ekonomiden medyaya, eğitimden çalışma hayatına kadar adeta her alana müdahale ederek yeniden dizayn etme yoluna gitmiştir. Tüm bunlar açıkça suçtur. Gelinen süreç içerisinde devletin en üst mercilerinden bu sürece ilişkin olarak yapılan değerlendirmelerde, uygulama darbe olarak nitelendirilmiştir. Nitekim dönemin tanıkları ve şüphelileri de çeşitli beyanatlarında aynı yönde beyanlarda bulunmuşlardır."

Dilekçede son olarak şu ifadeler kullanıldı:" Bizler de 28 Şubat 1997 müdahalesine zemin hazırlamak için yapılan çalışmalar ile sonrasında yapılan uygulamaların tümünü suç olarak görüyoruz. Ülkenin önemli bir kesiminin inancına ve varlığına yönelen bu saldırılardan dolayı suç duyurusunda bulunuyoruz. Anılan nedenlerle ülke tarihinde derin etkiler bırakmış, binlerce insanımızın mağduriyetine sebep olmuş bu darbenin faillerinin yargılanması amacıyla iş bu suç duyurusunda bulunma zarureti doğmuştur.
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle ve resen göz önüne alınacak sebeplerle hukuka aykırı bir şekilde kişisel verileri kayıt altına alan, eğitim hakkını engelleyen, haksız olarak yakalama ve tutuklanmalara sebep olacak ortamı hazırlayan, cebir ve tehdit kullanarak hükümetin görevlerini yapmasını engelleyen ve hükümeti ortadan kaldıran şüphelilerin TCK ilgili Maddeleri gereğince işledikleri suçlar gerekli tahkikatın yapılarak cezalandırılması talep olunur." (Osman İçli-İLKHA)

Editör: Haber Merkezi