Roma-Bizans devrine ait olduğu sanılan ve Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen Silvan kalesi Helenistik ve orta çağın en önemli merkezlerindendi.

Tarihteki etkin ve uzun serüveninde yıkımlar ve onarımlar yaşayan Silvan Kalesi M.S. 410 yılında bir başka kurucusu olan tıp ve din adamı Mar Maruthas tarafından II. Şapur zamanında yapılan savaşta İran'da şehit düşen 40 Hıristiyan şehidinin kemiklerini getirip büyük bir merasimle Silvan'a gömdürmesinden dolayı önem kazanmıştır.

Bizanslılar bundan dolayı Silvan'a şehitler şehri anlamına gelen Martyropolis adını vererek bu adı resmen kullanmışlardır. Kaleye bu dönemde de onarımlar ve eklemeler yapılmıştır. İki sur ile çevrili Silvan Kalesi VI. Yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus zamanında esaslı bir şekilde onarılmış ve surlar son şeklini almıştır.

M.S.532 yılında tekrar eski heybetine kavuşan bu kale şehir yeni kurucusu Justinianus'un adını alarak Justinianopolis adıyla Bizans'ın en önemli garnizon merkezi olarak tarihteki yerini alıyordu.

Müslümanlar döneminde Silvan'ın ortaçağın en parlak ve en gelişmiş kentlerinden biri olan Silvan, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular ve Eyyubiler zamanında tarihte önemli bir rol almış, bu dönemde Kale-şehir yeniden yapılırcasına onarılmış, kaleye yeni burçlar ve surlar eklenmiştir.

Meyafarkin Eyyubileri yönetiminde iken Moğolların saldırısı sonucu 1258-59 yıllarındaki 2 yıllık kuşatmadan sonra kale-şehir tamamen tahrip edilmiştir.

Silvan kalesinin çeşitli burç ve kapılarında yapım ve onarım kitabeleri vardır. Bu kitabeler surlara hareketlilik kazandırmakta bu da kalenin geçirdiği dönemler hakkında bilgi vermektedir. 1899 tarihinde Silvan bölgesinde araştırma yapan Lehmann Haupt , Silvan kalesinin kuzey kapısı yıkıntıları arasında sağlam kalmış bir duvarda rast gele konmuş ve eski Yunanca yazılmış kitabeler görmüş ve yayınlamıştır.

Lehmann Haupt, kitabenin M.S.4. yüzyıla ve Ermeni bir valiye ait olduğu görüşündedir. 1944 yılında kaleyi inceleyen Süleyman Savcı, Silvan Kalesi hakkında şu bilgileri verir. Yer yer görülen tamir ve kitabelerin işaretine göre iç içe birbirini çemberleyen her iki surun istila sadmelerine uğradığı anlaşılıyor.

İlk inşaat zamanından kalıp tamir görmeyen burçlarla duvarları hep aynı tarzda yapılmıştır. Burçların dıştan uzunlukları, 10.5 metre ve enlileri de 7 metre kadardır. Yükseklikleri ise 25 metreyi geçmekte ve genellikle iki burcun arasında birer destek duvarı bulunmaktadır.

İki burcun arasındaki mesafe 20 metreden fazladır. Burçlar genellikle tahribe uğramıştır. Bir kaçı müstesna olmak üzere ikinci katları da tamamen yıkıktır. Surun taşları Malta taşına benzeyen beyaz sert bir cins taş olup muntazam yontulmuştur.

Yüksek suru çevreleyen ikinci dış sur daha fazla tahrip edilmiştir. İyi bakılınca öteki ile paralel yürüdüğü görülür. Bir çok burcun ev haline getirildiği görülür. Zengin aileler burçların üzerine yeniden birer ev inşa ederek ikametlerine elverişli bir duruma getirmişlerdir. Bunlara Sadık Bey Kasrı ve Azizoğulları Konağı iyi birer örnektir.

KALE KAPILARI

Silvan Kalesinden kolayca dışarı çıkabilmek için dokuz kapısı varmış. Bunlardan dördü güneyde,ikisi kuzeyde,ikisi batıda,biriside doğuda bulunmaktadır.Bir kısmı tamamiyle ve bir kısmının da sağı solu, eşi veya lentosu mevcuttur.

Kapılara özel bir güzellik ve yine özel bir önem verildiği,bir kısmınında kitabelerle süslendiği göze çarpmaktadır.
Hele Kulfa kapısının zarafeti ve kitabesindeki yazının mükemmeliyeti ve süsü insanı büyülemektedir. Bugün mevcut kapılardan yalnızca şunların adı bilinmektedir.

Kuzey batı köşesinde Boşat Kapısı, batı surlarına doğru Meyhane kapısı, Batı güney köşesinde Diyarbakır Kapısı, güneyde
Aşağı mahalle kapısı, güneydoğuda Bırcuşah kapısı, doğuda ise Kulfa Kapısıdır.

KULFA KAPISI

Silvan'da bilinen kapıların en ünlüsüdür. Kalenin Doğu tarafında, Gazi Caddesine yaklaşık 50 M. uzaklıktadır. Kitabesindeki yazının mükkemeliyeti insanları büyüleyecek güzelliktedir.

AŞAĞI KAPI (DERÎ YÊ JÊR)

Aşağı kapı olarakta bilinen kapı yerden yüksek olarak yapılmış olup bu kapıdan asma merdivenlerle kaleye giriş yapıldığı sanılmaktadır. Altıbulak (Kaniya Derge) çeşmesinin yanındadır. Yerden yüksek olduğu için yakın zamanlarda yapılan merdivenler sayesinde şehre giriş yapılabilmektedir.

DİYARBAKIR KAPI

Silvan Kalesinin batısındadır. Gazi Caddesi paralelinde olup sur içindeki yolun sonundadır. Eski PTT civarında olup Mer şimun(Mor Şemun) ziyaretinin yakınındadır. Kapı, taş ve toprakla kapatılmıştır.

KÜÇÜK KAPI

Eski adı bilinmeyen kapı Silvan Kalesi'nin Güney-batı köşesindedir. Eski Devlet Hastanesi yolu üzerindedir. Kaleden güneye doğru inilen yokuşun sağ tarafında bir insanın rahatlıkla geçebileceği şekilde
yapılmıştır. Muhtemelen bahçelere inmek için yapılan bu küçük kapı Diyarbakır kapı ile Mervani Çeşmesinin arasında kalmaktadır.

BOŞAT KAPISI

Kalenin Kuzeybatı köşesindedir. Sadık Beye ait kasrın giriş kapısı Boşat kapısına bakmaktadır. Boşat Kapısı'nın sağlam hali.

BIRCU ŞAH KAPISI

Bırca Şah Kapısı,Silvan Kalesinin Güneyinde olup Azizoğulları konağının
yakınındadır. Şador Caddesinin açılmasından dolayı kısmen zarar görmüştür.
İçi taş ve toprakla doldurulmuş, kapı kapatılmıştır.

7.  KAPI

Silvan kalesinin batısındadır. Ali ağa konağı ile Sadık Bey kasrının arasındadır.

Kaynak: silvantarihi.com

Kaynak: HABER MERKEZİ