Malatya İl Müftüsü Ramazan Dolu, Hazreti Muhammed'in cihad, ticaret, kul hakkı, komşuluk gibi insanlarla olan örnek ahlakı ve diyaloğu ile ilgili İLKHA'ya açıklamalarda bulundu.

"Peygamberimiz, peygamberlik görevinden önce emin sıfatını almıştır"

"Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." hadis-i şerifine atıfta bulunan Dolu, "Aslında bu hadis bize Peygamber'in gönderiliş amacının güzel ahlakı tamamlamak, toplumsal ve bireysel ahlakı güzelleştirmek, düzeltmek için gönderildiğini gösteriyor. Hazreti Muhammed'in Peygamber olmadan önceki hayatına da Peygamber olduktan sonraki hayatına da baktığımızda Peygamber'in yaşamış olduğu toplumda ahlakı ve ahlaki değerleri din dairesinin içinde değil, hayatın tamamında böyle bir ilkeyi ve prensibi benimsediğini görüyoruz. Peygamberimiz, peygamberlik müessesesiyle ilgili, tebliğ ile ilgili, davet ile ilgili uygulamalarından önce Mekke'de yaşayan müşriklerle ve onların kendisine Müslümanlara olan tavrına rağmen güzel ahlak olan emin sıfatını almıştır. Peygamber'e o kadar işkence, eziyet etmelerine, iftira atmalarına ve ona kötü davranmalarına rağmen hatta daha da ötesi Peygamber'i ve ashabını Mekke'den çıkarma girişimine rağmen mallarına el koymalarına rağmen Peygamberimiz yanında bulunan müşriklere ait emanetleri hiçbirine zarar vermeden, her birini tek tek sahibine iade edilecek şekilde bir tedbir aldıktan sonra Medine'ye göçmüştür. Bunu, değerli ya da değersiz emanete ihanet etmenin kötü bir ahlak olduğunu göstermek açısından yapmıştır." ifadelerini kullandı.

"Bugün hepimizin mustarip olduğu şey ticaretteki ahlak problemidir!"

Hazreti Muhammed'in ticaret ahlakına değinen Müftü Dolu, "Bugün hepimizin mustarip olduğu, dert yandığı, ticaretteki ahlak problemini Peygamberimiz şöyle bir örnekle bize aktarıyor. Medine çarşısında gezerken buğday satan bir kişiye uğruyor. Elini buğdayın içine daldırdığında alt kısmının ıslak üst kısmının ise kuru olduğunu görüyor.  Satıcıya 'Neden böyle olduğunu' sorduğunda satıcı, yağmurdan dolayı ıslandığını söyleyince Peygamber Efendimiz; 'Öyle ise üstüne kuruları koyma gizleme, alacak insanlar yaş olanını da görsünler' diye uyarıyor. Bugün birçoğumuzun karşılaştığı ticaretteki insanları aldatma, yanıltma, haksız kazanç elde etme ya da başkasına zulmetme anlamına gelecek ticarette yozlaşan ahlakı, Peygamberimiz bu güzel örnekle bize şöyle anlatıyor. Diyor ki; 'Bir şey satarken karşıdakini aldatmak yerine, şeffaf bir şekilde ne sattığınızı, hangi kalitede sattığınızı nasıl sattığınızı anlatın.' Alan kişiye de bir ilkeyi öğretiyor. 'Aldığınız ürünün her neyse bu kötülemeden, satıcıyı zora sokmadan, zulmetmeden, zulme uğramadan ve hiçbir şekilde haksızlık yapmadan ticaretinizi yapın' diyor." diye konuştu.

"Peygamberimiz hayatın her alanında temel ahlak ilkelerini çok net ve güzel bir şekilde ortaya koymuştur"

Bugün toplum olarak birçok kişinin mustarip olduğu konulardan birinin "komşuluk" olduğunu ifade eden Müftü Dolu, şöyle devam etti:

"Peygamber Efendimiz ashabına o kadar komşuluk hakkında nasihatlerde bulunuyor ki sahabeler, komşu komşuya mirasçı olacak zannına kapılıyor. Bugün genelde komşular arasında haksızlık, rahatsızlık gibi birbirlerinden mustarip oldukları durumlarla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla Peygamberimiz; ticarette, komşulukta, akrabalıkta, işçilikte, patronlukta yani hayatın her alanında temel ahlak ilkelerini o kadar net, o kadar güzel ortaya koymuş ki, hiçbir kapalılık yok. Aynı zamanda kendisi de bunları hem yaşamış hem uygulamış hem de yaşamayan ashabına, bizzat fiili olarak müdahale etmiştir. Belki çok basit bir örnek olarak görülebilir ama bugün toplumumuzda gerçekten çok önemli şeyleri değiştirebilecek bir örnek. Peygamberimiz diyor ki; sizden birinizin yoldaki bir engeli kaldırması imanın bir cüzüdür. Bugün trafikte yaşadığımız kaosun, keşmekeşin, sıkıntıların temelinde böyle bir ahlak problemi var. Eğer biz Peygamberimizin o çağda, işte yoldaki bir eziyet verebilecek ihtimali olan bir şeyi kaldırmanın, imanın bir gereği olduğu ilkesini bilsek, özümsesek, yaşamaya gayret etsek, yaşadığımız keşmekeşi, kaosu asla yaşamayız. Bunun için Peygamberimizin hayatın her alanına dokunan, ilkesel olarak ahlak kuralları vardır."

"Peygamberimizin hayatını bilen ve yaşamaya gayret eden bir kişi bugün toplumun takdir edeceği bir hayatı yaşamış olur"

Hazreti Muhammed'in ahlak ilkelerinin saymakla bitirilemeyeceğine vurgu yapan Dolu, "Fakat temel ilke şudur. Peygamberimizin güzel ahlakı tamamlamayla ilgili ya da toplumun güzel ahlakının şekillenmesiyle ilgili tavrı toplumu birbiriyle kardeş kılacak, birbirine zarar vermeyen, huzur içerisinde yaşayan, birbirinin hakkını gözeten, haksızlık yapmayan, mazluma sahip çıkan, zulmü engelleyen ve bunu yaparken Kur'an'ın öğrettiği o dosdoğru yolu hep esas edinen bir ahlak öğretisi vardır. Biz de bunu bu ilkesel anlamdaki ahlakı öğretme metodunu önümüze koyduğumuzda diğer detaylar çok net bir şekilde ortaya çıkar. Yani acaba Peygamberimiz bu konuda nasıl ne yapıyordu diyeceğimiz bir soru kalmaz. Çünkü Peygamberimiz hayatın her alanına dokunmuş ve bu her alandaki davranış şekillerimizi, sözlerimizi, duruşumuzu bize bildirmiştir ve bugüne kadar bize gelmiştir. Hiç şüphesiz Peygamberimizin hayatını bilen ve bunu inanarak öğrenen bir kişi ve bunu inandığı için de yaşamaya gayret eden bir kişi, bugün gerçekten toplumun tamamının takdir edeceği bir hayatı yaşamış olur." ifadelerini kullandı.

"Hazreti Muhammed'in hayatını örnek alanlar tarih boyunca huzur içerisinde yaşamıştır!"

Hazredi Muhammed'in savaş alanındak cihad ahlakının yanı sıra ticaret, komşuluk, aile içi ahlakının örnek alınması gerektiğininin önemine dikakt çeken Dolu, "Onun hayatını örnek alan, özümseyerek, inanarak okuyup, yaşamaya çalışan bir kişi ya da bir toplum çok huzurlu, çok mutlu ve örnek alınabilecek bir toplum olacağına inanıyoruz. Nitekim tarihte peygamberimizin hayatını örnek alarak yaşamış toplumlar var ve bunun örnekleri çok. Ve bu toplumların huzurla, kendi içinde barışık bir şekilde yaşadığını, asla zulmetmediğini ve zulme müsaade etmediğini görüyoruz. Çünkü Peygamberin hayatını örnek almışlardır. Sahabeler, Hazreti Aişe'ye (Radıyallahu Anha) gelerek, 'Bize Hazreti Peygamberi atlat' dediklerinde Hazreti Aişe, 'Kur'an okuyun. Onun hayatını orada görürsünüz.' diyor. Yani Peygamber ve Kur'an aslında mezcedilmiş bir hayat şeklidir, hayat örneğidir. Ve bu örneği yaşayan, bu örneği alan ve onu yaşamaya gayret eden her bir birey ve o bireylerden oluşan toplum, güzel ahlakı tamamlanmış bir bireyle bir toplum olur." değerlendirmesinde bulundu.

"Depremden sonra karşılaştığımız davranışlar, Peygamberimizin ahlakına, onun hayat tarzına, onun örnek yaşamına çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu gösteriyor"

Müftü Dolu, "Depremden sonra karşılaştığımız davranışlar, Peygamberimizin ahlakına, onun hayat tarzına, onun örnek yaşamına çok daha fazla ihtiyacımızın olduğunu, onu daha çok okumak, daha çok anlamak ve daha çok örnek almamız gerektiğini gösteriyor. Bunu sadece bilmek yetmez. Aynı zamanda bunu çocuklarımıza, ailemize, çevremize anlatarak, özellikle ailemizle beraber Peygamber ahlakını örnek almalı ve onu yaşamaya gayret etmeliyiz ki aileden aileye, topluma yayılsın ve diğer toplumları da kapsasın. Bizler evet bir dram yaşadık, bir felaket yaşadık ve bu asrın felaketinin neticesinde maddi kayıplarımız, can kayıplarımız oldu. Fakat eğer biz Peygamberimizin ahlakını örnek edinirsek, Allah'ın izniyle depremden sonra çok daha güzel bir toplum ve çok daha güzel şehirler olarak ortaya çıkarız diye düşünüyorum" dedi.

Kaynak: İLKHA