Hastaneden yapılan açıklamada, Akbulut'un görüşlerine yer verilerek, prostat kanserinin görülme sıklığının coğrafya ve ırka göre değişebildiğini belirtti.

Akbulut, "Özellikle siyahilerde ve Kuzey Amerika'da daha sık görülürken, Uzak Doğu ülkelerinde daha az görülüyor. Türkiye ise prostat kanserinin sıkça görüldüğü bir bölgede yer alıyor." dedi.

Ailede veya yakın akrabalarda prostat kanseri öyküsü bulunması kişinin risk grubuna girmesinin yanı sıra kanserin daha erken yaşlarda ortaya çıkabileceğini belirten Akbulut, belirtilerin sıkça kansere özgü olmadığını vurguladı.

Prof. Dr. Mehmet Fatih Akbulut, prostat büyümesi nedeniyle idrar yaparken zorlanma, sık sık idrara çıkma, idrar akışında zayıflama, gündüz ve gece sık idrara çıkma, idrar kaçırma ve idrarda yanma gibi belirtilerin görülebileceğini, ayrıca idrarda kanama, menide kan görülmesi ve boşalma sırasında ağrı ve yanma gibi belirtilerin de olabileceğini ifade etti.

Akbulut, "Prostat kanseri, cinsel yaşamı doğrudan etkilemez ancak cerrahi, radyoterapi veya hormon tedavisi nedeniyle cinsel problemler ortaya çıkabilir." diye ekledi.

Erken dönemde tespit edilen prostat kanserinin uygun tedavi ve takip ile kontrol altına alınabileceğini, yaşlılıkla birlikte hastalığın görülme sıklığının arttığını belirten Akbulut, bu nedenle yaşlı erkeklerin diğer hastalıklarla birlikte prostat kanseri riskini de göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi.

Özellikle 65 yaş üstünde hastalığın daha sık görüldüğünü belirten Akbulut, "Bu yaş grubunda prostat kanserine bağlı ölüm riski ve oranları artmaktadır. Prostat kanserine bağlı ölümlerin yüzde 70'i 75 yaşından sonra gerçekleşmektedir." dedi.

Sonuç olarak, prostat kanserine bağlı ölüm riskinin tümörün evresine ve prostata sınırlı olup olmamasına bağlı olduğunu vurgulayan Akbulut, erkeklerin 50 yaşından sonra şikayetlerinin olup olmamasına bakılmaksızın mutlaka bir üroloji uzmanına başvurarak prostat kanseri taraması yaptırması gerektiğini ifade etti.

Kaynak: (İLKHA)