2014 yılında gelişen ve 2022 yılı itibariyle büyüyen Ukrayna-Rusya Savaşı, iki tarafın uzlaşmaya varmamasıyla birlikte iki ay önce Dmitri Peskov’un Rusya’nın bir savaşta olduğunu ve herkesin kendi iç “seferberliğine” hazırlanması gerektiği çağrısının ardından her iki taraf için de tam anlamıyla bunun bir savaş olduğu kesinleşmiştir.

Olaya ekonomik açıdan bakıldığında şunlar söylenebilir. TürkAkım ve Mavi Akım doğalgaz boru hatlarının da tehlikeye girdiği düşünülürse bu savaşın sürecinde Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok Kafkas ülkesinin ekonomik olarak zarar göreceği çok açık. ABD ve Batı’nın desteklemesiyle Ukrayna’nın bu beklenmedik direnişi karşısında uzayan savaş, askeri harcamaların artması, yaptırımların uygulanması, savaş nedeniyle artan belirsizliğin yatırımcıları uzaklaştırması ve daha birçok nedenin bir araya gelmesiyle Rusya ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Türkiye’yi örnek vermemden anlaşıldığı gibi bu savaştan sadece Rusya ekonomisi değil küresel ekonomi de etkilenmiştir, etkilenecektir. Avrupa’nın doğalgaz ve petrol ithalatında Rusya’ya bağımlı olması, yapılan yaptırımların ABD’ye olan maliyetleri, buğday ve mısır ticaretinde artan güvenlik riskinin gelişmekte olan ülkelerin ekonomik istikrarını tehdit etmesi gibi daha birçok sayamayacağımız nedenler göz önüne alındığında küresel ekonomik istikrarın risk altında olduğu çok rahat görülebilir.

Peki savaşın gidişatı nasıl olacak? Anladığım kadarıyla, bu savaşın gidişatı ABD seçimleriyle yakından alakalı. Josep Borell’in, “Amerikan seçimleri bitmeden bu savaş bitmez.” sözü bu bağlantıyı çok net göstermekte. Eğer seçimden sonra başa NATO’nun “gereksiz ve maliyetli” bir oluşum olduğunu düşünen Trump gelirse Ukrayna’ya olan destek ve silah tedarikini sona erdirecektir. Bu da üç saat sonra taş atmaya başlayabilecek kadar savaş mühimmatından yoksun olan Avrupa’da tehlike çanlarının çalmasına neden olmakta. Çünkü Ukrayna yenilirse savaş başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın içlerine de sıçrar. Bu yüzden korkmaları gayet doğal. İsveç ve Finlandıya’nın NATO’ya girmesi, Fransa’nın Almanya ziyareti ve Ukrayna’ya olan desteğini açıklaması bu savaş korkusunun bir sebebidir.  

Son olarak şunları söylemek istiyorum. Bu savaş devam edecek. Çünkü  Rusya elindeki son mühimmata kadar savaşacağını, gerekirse nükleer silah kartını da masaya süreceğini gerek yaptığı tatbikatlarla gerek Batı’ya verdiği gözdağıyla bunu açıkça belirtmektedir. Ayrıca Fransa’nın Mayıs ayında gerçekleştirdiği nükleer savaş tatbikatları, bırakın bu savaşın bitmesini yeni cephelerin açılabileceğine işaret ediyor.

Umut edilir ki, diplomatik çözüm yolları bulunarak bu savaşın, tehlikeli noktalara gelmeden sonlandırılması sağlanır.

Hoşça kalın,

Sevgiyle kalın.