Masumluğu üstündeydi yine bakışların. Tertemiz, saf ve çıkarsızdı. Buğulu camlara nice umutlar çizmişti umutsuzca. Hayalleri yüreğini heyecanlandırıyor. Olmayışı ise isyan ettiremiyordu. Çünkü hâlâ olacağını umut ettiriyordu çaresiz yüreğine. 

Bir sürü yapacağı işi vardı belki de yarına dair. Bir akşam yemeği, çocuklarıyla bir sabah kahvaltısı veya oğlunun düğününü düşünüyordu. 

Yarınları gülerken düşlüyordu usulca ama hüzünlü bir hikayenin baş kahramanı olacağını bilmiyordu. 

***

Hayat bütün planları kendisine göre yapar. O sana değil, sen ona uyacaksın hem de ne olacağını bilmeden. Senin yıllar sonra yapmayı planladığın her şey bir anda yok olabilir. Çünkü onları görmeye zamanın yetmeyebilir. 

Oysa bizler her şeyi arzuladığımız gibi olmasını bekleriz. Ona göre düşünür, ona göre davranır, ona göre de yaşarız. Nihayetinde bir saniye sonrasını bile yaşayacağımız belli olmayan bir hayattan nice umutlar, nice hayaller, nice güzel günler düşleriz. Ne o günler gelir ne de biz görürüz. 

***

Bir yaz sabahında soğuklar bir başkaydı. Güneşin ısısı yetmiyordu üşümüş yürekleri ısıtmaya. Yarına ulaşamayan hayaller çırpınıyordu aklın köşelerinde. Güzel günlerin gelmeyeceğini haykırmaya başlamıştı gözleri. Elleri sol tarafında, nefesi kesik, ağzından ruhunu alana 'yapma' deyişi, çocuklarına bakarken gülümseyen yüzü bakakaldı öylece. 

Balkondan aşağı '' taksi'' diye bağıran kızın sesi yankılanıyordu sokakta. Sırtına aldı onu hayat arkadaşı. Trabzanlar ateşten, ayaklar yalın, merdivenler bitmek bilmiyordu. 

***

Bazen hayatlar yarım kalır tamamlamadan yaşayacaklarını. Bazen gülüşler yarım kalır, kahkahaya karışmadan hüzne dönüşür. Acı olur boğazda yutkunamaz. Bazen yarınlar yarım kalır, gün bitmez, güneş batmak bilmez bir türlü. 

Bazen de bir ömür yarım kalır, bitmeden, biter her şey. Başlamadan biten her şey gibi. 

***


Bir gül açar acılı yüreklerde. Kokusuz ve ateşli. Tutmaz ellerin, görmez gözlerin, duymaz kulakların. Bütün dünya umurunda olmaz. Yaşadığını bile unutursun bir an. 

***

Yetiştirdikleri hastane hüzünlü gözlerle kaybettiğini söyledi. Yıkıldı dünyalar. Çocuklar öksüz, umutları öksüz, yarınları öksüz, hayalleri öksüz, gülüşleri öksüz kaldı. 

Hastane koridorları inledi. Her gören ağladı bir yaşamın son buluşuna. 

***

Feryatları arşı titretir yürek yarasının. Kapanmaz ne kadarda kapatmaya çalışsanda.

Ne anlatır ki o an diller. Dil lal, göz kör, kulak sağır, duygular anlaşılmaz, hisler kifayetsiz, düşünceler öylesine gezinir hayal dünyasında. 

Yüzler gökyüzünde, yüreklerde kopan sessiz vaveyla, gözlerde yarım kalan hayatın gözyaşları, avazın çıktığı kadar bağırmak ister yanan bedenler.

***

Son buldu artık her şey. Ne artık geri gelecek ne de akıllardan çıkacak her şey. Bir ömrün Hazin ve ani sonu bitirdi geride kalan herkesi.

Sevgi ile kalın 
..... 
Mehmet Sebih ALTUN