Mutlu olmayı bekleriz her daim. Upuzun bir bekleyişin sürüncemesinde dallanıp budaklanır hayatımız. Her zaman, bir gün her şeyin çok daha iyi olacağını düşünür dururuz da aklına gelmez çoğumuzun mutluluğu inşa etmek. Küçük bir temel atmakla başlanabilir mesela. İlla kusursuz olmasına gerek yok her şeyin. Naçizane bir öneri: Kusurlarımızla mutlu olmayı denesek... Şu uçsuz bucaksız dünyada hangimiz kusursuz, hangimiz dört dörtlük? İnsan hatalarıyla var olur ve bu hataları düzeltme yolunda attığı adımlarla olgunlaşır. Bu sebeple hatalarımız, noksanlıklarımız mutlu olmamıza engel değil. Ulaşacağını bildiğin şeyi beklemek güzel de bir belirsizliğin gölgesinde hayat geçer mi? Fikrimce bu soru tartışmaya kapalı :) Gelelim attığımız temele. Belki bir bitki büyütmek, belki bir hobi edinmek... Önemli olan yapılan şeyin ne olduğu değil de ne denli iyi hissettirdiği. Başta sevilen küçük bir uğraşa bağlanan mutluluk zamanla şartsızlaşacak, özgürleşecek. Ve bizler şartsız mutluluğu kalplerimizin derinliklerinde hissettiğimizde inşa ettiğimizle bir ömür boyu gururlanacağız.

"VARSA CESARET, İNŞA EDİLMELİ MUTLULUK. AKSİ HALDE BEKLEMEKTEN BASİT NE OLABİLİR?"