Merhaba Kıymetli okurlarım! Geçen haftaki gibi bu hafta da sohbet havasında bir yazı sunmak istedim. Bugün, sizlere yaşanmış bir olaydan bahsetmek istiyorum. Bahsedeceğim olay; yazar Suat Özge’nin kitabında ele alınmış gerçek bir yaşam öyküsüdür.

Yaşı adam, buz gibi havada sattığı peçeden uzattı genç çifte: ‘’ Evladım, bir tane mendil almaz mısınız? Bugün siftahım bile olmadı. Hadi alın, sadece beş lira’’ dedi.

Genç adam: ‘’ İhtiyacımız yok bey amca!’’ dedi.

Yaşlı adam tatlı bir ses tonuyla tekrar ederek: ‘’ Mendile, hep ihtiyaç vardır; evladım. Al bir tane. Hadi Al!’’ dedi. O esnada genç adamın nişanlısı, hapşırdı. Genç kadın, peçete bulmak için çantasını ve ceplerini aradı; ama bulamadı. Genç kadının, mendile ihtiyacı vardı. Genç adamsa mendil için beş lirayı telaşla ne kadar arasa da cebinde bozuk beş lira bulamadı. Genç adamın cebinde; hep on, yirmi, elli lira… vardı. Genç adam, kendince düşünüyordu, şimdi 10 lira versem paranın üstü yok der zaten siftah yapmadım dedi paramın üstünü vermez. Genç adam, cebinde 5 lira bozukluk bulamayınca ‘’neyse kalsın, bey amca!’’ diyerek mendili almaktan vazgeçti.

Nişanlısı neden böyle yaptığını sorduğunda genç adam: ‘’Sen bilmezsin hayatım, bunlar böyledir. Şimdi 10 lira versem paranın üstünü vermemek için daha siftah yapmadım diye bahane edecek. Gözüne baktım mı anlarım bunları, hepsinin ciğerini bilirim. Fırsatçının teki işte’’ dedi.

Nişanlısının bu ön yargılı sözleri karşısında şaşıran genç kadın: ‘’ Bence abartıyorsun. Alt tarafı 5 liraya bir tane mendil satıyor adamcağız. Paranın üstü yoksa bile iki mendil de alabilirdik’’ dedi. O sırada genç adam, elindeki poşete baktı ve poşetin içine bırakılmış bir mendil buldu. Yaşlı adamın, gerçekten iyi niyetli olduğunu anlamış pişman olmuştu. Nişanlısıyla birlikte geri dönüp yaşlı adamı bulmak istedi; ama yaşlı adam çoktan gözden kaybolmuştu.

Ertesi gün genç adam ve nişanlısı tekrar buluştu. Bir lokantaya, balık ekmek yemeye gitmişlerdi. Balık ekmek yedikleri lokantada, duvardaki televizyonda haber kanalı açıktı. Birden ikisinin de gözü bir habere takıldı. Haberi sunan spikerin sesi kulaklarında çınladı. Haber şöyleydi:

Sokaklarda yaşayan ve peçete satarak geçimini sağlamaya çalışan yaşlı bir adam, dün gece bir bankta ölü bulundu. Yapılan incelemede yaşlı adamın, uzun zamandır yemek yemediği ve soğuk havada bitkin düşerek açlıktan hayatını kaybettiği anlaşıldı. Çevre sakinleri de yaşlı adamın, kendi hâlinde, kimsesiz ve zararsız biri olduğunu mendil satarak ekmek parası kazandığını söylemişti.

Haberi gören genç çift, donup kalarak ellerindeki yemeği bıraktılar. Genç adamın nişanlısı, yaşlı adamın bıraktığı mendili cebinden çıkardı. İkisinin de gözlerinden yaşlar süzüldü.

Yaşlı adam; bir gün önce genç çiftin mendile ihtiyacı olduğunu anlamıştı. Ama genç çift, yaşlı adamın ihtiyaç sahibi olduğunu, aç olduğunu anlayamamıştı…

Kimin ne yaşadığını bilmeden, anlamadan davranmayacağımız; empati kurabileceğimiz ön yargısız bir hayat dileğimle...